balık desen değil, yılan desen, o da değil.
acayip bir yaratık.ahtapotlarla dövüşüyor, dalgıçları ısırıyor, gördüğü ete salça oluyor.
ağzına aldığı avı için artık hayat sonra ermiş desek yeridir. normal şartlarda bir canılının ağzında 1 sıra, bilemedin 2 sıra diş olur. bu ibibikte ise öyle değil. ağzında, çenelerinde bulunan bir sıra diş, avını yakalamasını ve ısırmasını sağlıyor. bu ısırığın ardından, içe doğru eğimli dişler yardımı ile av, biraz daha içeri çekiliyor, ve sürpriz....
bu hayvan oğlu hayvanın ağzında ikici bir çene yapısı daha var. işe avı karşılayan bu ikinci çenede de bir sıra diş var ve orada artık adını layıkı ile hakeden av nalları dikiyor. hani kör tuttuğunu topal yakaladığını derler ya, bu da ısırdığını götürüyor.
Yuvasına saldırmadıkça veya sizi bir tehdit olarak algılamadıkça saldırmayan balık. ama gün gelir psikopat bi müren kendisine tahrik edici bişey yapmasanızda sataşır. Vücudunuzdan sızan kan ilgisini çekmiş olabilir. Böyle durumlarda müreni üstünüzden çekip koparmak işe yaramayacaktır. Çenesini kitlediğinde o istemedikçe sizi bırakması zordur. Ekonomik değeri fazla olmasada lezzetli bir balıktır. Zıpkınla avlaması göt ister. Zira şiş kafasından geçmediği takdirde müren peşinizi bırakmayacaktır.
ülkemizde muraena helena türü bulunmaktadır. göğüs ve karın yüzgeçleri yoktur. sırt, kuyruk ve anal yüzgeçleri birleşmiştir. bu yüzden de yılan gibi görünür. derisi pulsuzdur. solungaçlar küçük bir delik şeklindedir. çeneleri çok güçlüdür ve sivri dişlerle doludur. ülkemiz sularında özellikle taşlıklarda bulunur. normalde manyak bir balık değildir, sığlık ve taşlık yerlerde, ayak parmaklarınıza dikkat etmek şartıyla, küçük balık parçaları atarak mürenlerle oynaşabilirsiniz. yanlız fazla oynaşırsanız iyi olmayabilir. şöyle ki: [http://http://www.liveleak.com/view?i=dd2_1173161514 ]
zehirli bir yılan balığı çeşididir. deniz içinde kan, et parçası ve deri parçalarını şiddetle algılamakta ve hemen yanlarında bitivermektedir. müren balığının olduğu yerlerde lagos balığının da olmas kuvvetle muhtemeldir.
antik roma'da latincede; "felçli" anlamına iye bir elektrikli türü ile tıp alanında çığır açmış balık. o dönemler vücudunun herhangi bir yerinde ağrı şikayeti olan kişi deniz kenarına götürülürmüş. bir sandalyeye oturtulan hastanın yanına, üzerine temas edildiğinde üst derisi yordamı ile 20 volt dolaylarında elektrik veren bu müren türünün ağrılı eklem noktalarına değdirilmesi sağlanırmış. dokunma sonrası vücutta gezinen elektrik, beyince de alğılandığında; acı hissi aza indirgenir imiş. böylelikle; hastanın başlatılan tedavi sürecinde devamlı surette kullanıldığı taktirde; primitif denen tıp yönteminin esasen, modern tıpta da, kullanılabilecek bir yöntemler dizisi olduğuna işaret ettiğini söyleyebiliyoruz.
Geçen hafta cuma günü Phaselis'te dalış esnasında karşıma çıkmış balık türü.
Kayalıkların üzerine yatmış denizin dibindeki çipura sürüsünü, bir de ne idüğü belirsiz renkli renkli balıkları ve kaçışan yavruları izliyordum. Bu orospu çocuğunun kafası, taşın arasından zank diye fırladı ''ceeee'' yapar gibi, sessiz sedasız dikkat çekmeden uzaklaşmaya başladım. Artık kıyıya 150 metre anca kala 2 metre kadar sığ su sayılabilecek yerde de çıktı karşıma, yavruydu fakat yine de elleşmedim çok.
Sanırım kış geldiği ve pek yüzen olmadığı için kıyılara yaklaşmışlar insanların yokluğundan istifade edip.
