Münir Özkul ile ilgili bir şehir efsanesi dolaşır ortalıkta, kulağıma çalınmıştı bir ara. Münir Özkul herkesçe malum, döneminin en yetenekli oyuncularından birisidir. sık sık benzer karakterler oynasa da o benzer karakterleri bile nüanslarla ayırır, tadını çıkartır, birbirine benzetmeden oynar. Mahmut Hoca'sını Yaşar Usta'sı, Kazım Efendi'si... bambaşka karakterlerdir zaten, ilk dönemde oynadığı başka güzel karakterler de mevcuttur ve ustanın sahne üzerinde bir efsane olduğu da dilden dile günümüze kadar gelmiştir. Şehir efsanesi de bundan sonra başlıyor;
Münir Özkul'a şizofreni teşhisi konulmuş, doktoru onu tedavi etmeyi reddedip, kendisinin bütün yeteneği bu rahatsızlığından gelmekte, oynadığı tüm karakterleri bünyesinde barındırıyor, demiştir. Ve tedaviye hiç başlanmamıştır. Kendisinin şimdi tek tek o bünyesindeki karakterleri tek tek gönderip, kendi sırasını beklediği söylenir olmuş...
tabi bu tevatür, işin aslı elbette böyle değildir ama üstada güzel bir söylence üretilmiş, paylaşmak istedim. Kendisi acı çekmeden uzunca bir ömür sürsün, başımızdan eksik olmasın. zira hasta ve yaşlı olsa da buralarda olduğunu bilmek güzel, "kaybedince acısını yaşayan" bir toplum olduğumuz için ustayı kaybedince yaşayabileceğimiz acıyı tahmin dahi edemiyorum.
ölmeden bir kaç kişi sanal yolda öldürsün sanal cinayet işlesin günahım varsa alsın katil ruhlarını üzerimden tatmin etsin tüm günahlarımdan kurtulayım diyedir. hadi kolay gelsin sanal cinayetçilere .