gözünüzü kapatıp ve kulaklarınızı iyice açıp dinlediğiniz zaman, kendinizi eski istanbul sokaklarında dolaşan şık bir beyefendi olarak düşüneceğiniz sese ve eserlere sahiptir.
türk musikisine frak giydiren adam olarak tanınır. musikimizi alkollü eğlence mekanları yerine sinema salonlarında büyük bir ciddiyetle okumayı tercih ettiği için bu isme layık görülmüştür. gençliğinde fransada şan dersleri almıştır. gırtlak nağmelerindeki yeteneği eşsizdir. tenor bir sese sahiptir. bir kız, iki erkek olmak üzere üç çocuğa sahiptir. kendi gibi çocukları da müzisyendir. çocuklarından timur selçuk oldukça ünlüdür.
1940-1941 yıllarından sonra beste çalışmalarına başlayan Münir Nurettin, istanbul’a döndükten sonra 30 yıl istanbul Belediye Konservatuarı icrâ heyetinde görev yaptı. (1900, – ö. 1981, istanbul)
"ben gülü deste bağladım, desteye beste bağladım, dün gece yar hanesinde o söyledi ben ağladım, ben söyledim yar ağladı" diyerek beni mest eden, mükemmel ötesi müzisyen.
Arada ki dağlar kadar kuşağa rağmen o duru ve sade türkçe ile mükemmel bir intiba bıraktı bende.
bir gün münir nurettin selçuk, aziz atatürk'ün sofrasında şarkı söylüyordu. neşelenen atatürk münir nurettin'in söylediğe şarkıya eşlik etmeye başladı. bozulan münir nurettin hemen müziği yarım bırakıp, kalabalık sofrada atatürk'ün kulağına gelip fısıldadı...
-paşam lütfen sessiz olunuz, siz söyledikçe karıştıtıyorum okuduğum şarkıyı...
atatürk müthiş bozulsa da bir sanatçıyı bozmak istemez ve sabreder... uzun bir müddet sonra bir tren yolculuğunda atatürk, hadi bir plak takında dinleyelim der... münir nurrettin selçuk'un pilağını takar yaverler... atatürk hemen ayağa fırlar bu adamın sesini dinlemem ben başka bir şey takın der ! safiye ayla'nın plağını takarlar heh şöyle der... atatürk şu adamın plaklarınıda verin bana der ve aldığı gibi plakları tren camından dışarı atar... şimdi tamam oldu der... yaverler korkusundan soramaz atatürk'e paşam neden attınız diye... günler sonra atatürk'ün neşeli bir gününde sorarlar bu olayı... paşam o gün neden attınız plakları dışarı ! atatürk olayı anlatır... o günlerde sinirliydim münir beye der... ama sanatçıdır üzmek kırmak olmaz ayıp oldu yakışık almadı hareketim diye ekler...
atatürk münir nurettin selçuk'u uygun bir anında tekrar sofrasına çağırır lakin bu sefer yeni bir tatsızlığa sebep olmamak için hiç şarkı söyletmez ve saatler boyunca sohbet eder... https://www.youtube.com/watch?v=fWbyfKhYj1c
günümüzde yaşasaydı demet akalın, murat dalkılıç, hande yener gibi isimlerin yanında esamesinin okunmayacağı, güzide sanatçımızdır. eserleri, yağmurlu günlerin vazgeçilmezidir benim için. alır insanı, uzaklara götürür.
aziz istanbul, endülüste raks ve niçin a sevdiğim ( bu parçası aziz istanbul'un sonuna monteli bir versiyonunda vardı. tek parça olarak aratsamda bulamadım, olanda kayboldu) gibi değerli parçaları seslendirmiş tsm üstadı.
''söyle sevgili,sevgili söyle
söyle bana göz bebeğim, dalım, yaprağım, çiçeğim
senin aşkındır dileğim
seviyorum,seveceğim
ne füsun ettin ruhuma böyle
söyle sevgili söyle
...
dal ayrılır mı gülünden
ayrılırsam öleceğim.'' şu vakit,bir kadeh şarapla dinlemek ne hoş imiş.