mülkiye de onur öymen protestosu

entry6 galeri0
    1.
  1. bugün gerçekleştirilen mülkiye nin 150 kuruluş yılı etkinliklerine katılan onur öymen in, mülkiyeliler tarafından protesto edilmesidir.mülkiye duruşuna yakışan yapılmış, 150. yıl kutlaması rehavetine girilip onur öymen es geçilmemiştir. faşiszme her zaman karşı durmuş bir gelenek, kendi içinden yetişmiş faşistlere tolerans gösterecek değildir.
    3 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. kendisine yakışanı yapmıştır mülkiyeliler ve katliam sevicileri protesto etmiştir. 150 yıllık geleneğin hak edildiği gösterilmiştir.
    2 ...
  5. 4.
  6. kimi iddiaya göre mülkiyeli olmayanların gerçekleştirdiği protestoymuş efendim. öncelikle hadi oradan demekle başlamak lazım.

    150. yıl dolayısyla yapılan etkinliklere katılım had safhadaydı ve dekanlığın açıkladığı gibi yaşayan tüm mülkiyelilerin 150. yıl etkinliklerine katılımı amaçlandı. yani salondakilerin hemen hepsi mülkiyeliydi.

    ayrıca o kalabalıkta öğrencilerin salona girmesi de epey zordu. yoksa cemil çiçek'e yapılan protestonun daha fazlası onur öymen'e de yapılırdı.

    ezcümle, protesto mülkiye'ye ve hala okuyan ve mezun olan mülkiyelilere aittir.
    1 ...
  7. 5.
  8. mülkiye'nin bir bütün olarak fazla birşey ifade etmediğini gösteren eylemdir.

    zira haber bültenlerinde yayınlanan görüntüler ışığında;

    - pankart açan uzun saçlı ve sakallı aktivist amca kendisini eleştiren başka bir mülkiyeli amca ile ayaküstü 68 kuşağı tartışmasına girmiş ve diğer mülkiyeli amcayı solcu olmamakla itham etmişti.

    - pankart açılımı sonrası onur öymen'in arkasında oturan pek çok mülkiyeli hep bir ağızdan mülkiye marşını söylemiş ve onur öymen'e mülkiye bayrağı hediye etmiş ve sallatmıştır.

    sonuç olarak salonda yer alan mülkiyelilerin toptan bu protestonun içinde yer aldığını dile getirmek yanlıştır. bu protestonun görüntüleri göstermiştir ki mülkiyeli öğrencilerin ve mezunların, akdeniz üniversitesi su ürünleri fakültesi öğrencileri ve mezunları ile pek fazla farkı yoktur. kimi protesto eder kimisi destekler.

    (bkz: önce mülkiye sonra türkiye)

    (bkz: mülkiyeli olmayı bi bok zannetmek)
    0 ...
  9. 6.
  10. "neden yaptık

    evet, dersim katliamını yapanlar "analar ağlamasın" demedi. ama daha da ötesi insanlar ağlamasın da denmedi. hatta "analar ölmesin" ya da "insanlar ölmesin" diyen de olmadı iktidardakiler arasından. hem ne zaman dedi ki iktidarlar "insanlar ölmesin" diye? onur öymen de demedi iktidarın militarist kanadının güzide bir temsilcisi olarak, diyemezdi de!

    bu ülkede ceylan önkol öldürülürken ve annesi hala hergün çocuğunun öldürüldüğü yere gidip toprağa uzanıp ağlarken dersim ne kadar uzak? hrant dink öldürüldükten sonra yokluğunu dolaysız hissedenlerin acılarını adaleti sağlayarak dindirebilecek olanlar hala dalga geçmiyorlar mı acılarımızla? iktidarın elleriyle iran'a ölüme yolladığı negar azizmoradi için ne diyebiliriz mesela? varlık vergisiyle, 6-7 eylül vahşetiyle derin acılar yaşatılan gayrı-"resmi din"den insanlar için de benzer cümleler kurabilirdi onur öymen, çünkü iktidarlar bu devletin "ötekileri"ne acılar yaşatırken "insanlar ölmesin" demedi hiçbir zaman! bu; gayrıresmi, kederli ve adalet bekleyen belleklerimizle sabittir.

    kürt meselesinin bir çok kesim tarafından ilk kez bu kadar güçlü bir şekilde kürt halkının talepleri doğrultusunda çözülmesi konuşulurken, somut adımların atılması beklenirken; onur öymen'in hem partisinin hem de katliam icracılarının sesi olması şaşırtmamalı kimseyi. onur öymen günah keçisi değildir, benzerlerinin içerisinde kendini en net şekilde ifade edebilenidir! onur öymen sadece dersim ve şeyh said katliamlarını savunmamıştır, aynı zamanda ve daha çok o kanlı çizginin bugün de sürdürülmesini, kürt meselesinin çözümünde ve devletin "ötekileri"nin sindirilmesinde uygulanacak kirli savaş yöntemlerini savunmuştur. hem kayıpların, faili meçhullerin ve yargısız infazların; hem de türk ve kürt gençlerinin kirli savaşta öldürülmelerinin bünyelerinde zerre kadar üzüntü yaratmadığı militaristlerin en gözüpek neferidir onur öymen! onlar için linçlere kadar varan milliyetçilik "vatandaş tepkisi"dir. bununla da kalmayan bir kendilerini sağlama alma yoludur. yani hem kelimeleriyle, hem de bakışlarıyla, elleriyle ve kollarıyla, ses tonlarıyla, kinleriyle, köşe yazılarıyla, ellerden otomobillere doğru fırlatılan büyük taşlara duydukları hayranlıklarıyla, barış umuduyla sevinen insanlara duydukları kinleriyle onlar bir bütündür, bölünemezler! evet "kan var bütün kelimelerin'in' altında", ama sadece kelimelerinin değil kendilerini her türlü varedişlerinin altında da!

    başörtüsüyle üniversiteye girmek isteyen genç kadınların önüne koydukları bir yığın engelle; kürt olduğunun kabul edilmesini ve yasal güvenceye alınmasını isteyen kürtlere uygulanan baskıyla; kirli savaş süreci boyunca yaşanan acıların sorumlularının yargılanması ve cezalandırılmasını yani adaleti bu dünyada görmek isteyenlere karşı uyguladıkları yok etme, sindirme, iradesiz bırakma çabalarıyla; tek bir resmi devlet "din"i yaratarak dışında kalanları kendilerine iman etmeye zorlamalarıyla; şapka giymeyenleri asmaları, gündelik hayatın devlet standartlarına zorla uydurulması için koydukları yasaklarıyla; kırda yaşayanları veya kırdan kente gelmiş olanları aşağılamalarıyla; elitist tutumları, "çobanın oyuyla benim oyum bir olamaz" haykırışları, "halk plajlara hücum etti, vatandaş denize giremedi" hezeyanlarıyla; darbeleri ve darbe planları, provokasyonları, 6-7 eylül'leri, çorum'ları, gazi'leri, sivas'ları, güngören'leri, 33 kurşunlarıyla; dünyanın en güçlü orduları, doğuştan asker oluşları, vicdani red düşmanlıklarıyla; bilim'adamları', insan'oğlu'ları, bayan'ları, 'kötü yol'ları, etek boyları, iş bölümleri, 'erkeklik'leriyle; nefret cinayetleri, homofobileri, transfobileriyle; grev yasakları, iş cinayetleri, post-fordizmleri, 'teğet'leri, paralarıyla; kanları, irinleri, hakaretleri, nefretleri, işkenceleri, yasaları, yasaklarıyla kısacası bir bütün iktidar oluşlarıyla zalimlerin karşısında olduğumuzu göstermek için yaptık. meşruluğumuzu mağdurların, mazlumların haklılığında; katliamların, yok saymaların, havan mermileriyle parçalanmış bedenlerin, şapka 'devrimleri'nin, varlık vergilerinin olmadığı bir atmosferde yaşama arzumuzda buluyoruz. ayrımcılığın karşısında özgürlük, demokrasi ve adalet için yerimizi alıyoruz."

    ayrimcilik karşiti dernek girişimi
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük