mütefekkir salih mirzabeyoğlu'nun ilk baskısı 1982 yılında yayınlanmış, genişletilmiş ikinci baskısı da 2004 yılında yayınlanan eseridir.
ilk baskıya ilave olarak daha sonra tavır, akademya ve taraf dergilerinde yayınladığı hikâyelerini eklemiştir.
-istediğin kadar yırtın ve tepin, yukarıdan başına yuvarlanan kayadan habersizliğin emniyetinde yaşayanı silkemezsin.
yukarıya bak, kaya kafana yuvarlanıyor. baksa ne? gören göz olmadıktan sonra.
anlat, anlamaz. his nasır tutmuş.
hayret yok, hayret.
hayret yok; onun için de, ne anlamak, ne anlayış.
bilgi melekeleri dumura uğramış, hayret ki, ne hayret!
ne kadar ayrı buudlarda yaşıyoruz.
dünya çapında bir ilim adamını imana getiren hadise, hayret mevzuu bile olamıyor.
görünmez perdelerle birbirinden ayrılmış havuzda, nekadar birbirimizden ayrı yapımız var!
işte bu saatler, güneşin sulara veda saatleri, sözleri suskunluğa emanet edip gidiyorum.
mekanda varolmak vehminin de olmadığı bir vehmi duyuyorum; "sakın zaman büsbütün tükenmiş, mekan dürülmüş olmasın!"
madem ki karanlıkta aydınlığı ayırdedebiliyorum-ki, hali duyuyorum-öyleyse geliyorum!