19. yüzyıl sonlarında thomas edison daha ucuza daha çok aydınlanma amacıyla deneyler yapmaya başladı. önceleri kafası bu işe pek yatmasa da bu yolda çok zamanını harcadı. sonunda yaptığı deneyler sonuç verdi ve parayı buldu. daha sonra florida'ya yerleşti.
bu sıralar başka bir sektörde abük dübük deneyler yapan bir adam, henry ford, edison'a komşu olmak için florida'ya geldi. edison'un fabrikasında işe başlayan ford, bir yandan da arabalarla ilgili, edison'un ilgisini çekmeyen, deneyler yapıyordu.
"senin ampuller çok iyi, nasıl aklına geldi bu fikir? benim de böyle bir buluş yapmam lazım." diyen ford'a, "bas git." diye cevap vermiştir. edison, bu cevabı verdiği sırada 43 yaşında ve %90 işitme kaybına uğramış bir bunak gibiydi. gayet itici, yalnız yaşayan bir fare gibiydi.
ford ise bu sözü çok düşündü: "bas git"
edison'un kendisine bir mesaj verdiğini anlamıştı. bu yolda kendini geliştirdi ve yakıt motorlarının tetiklenerek alev almasının ardından enerjinin tork kuvvetine dönüşmesiyle büyük ilerleme kaydetti. 20. yüzyılın başlarında ford motor company'yi kurdu. sonrası malum tabi; para parayı çekti, para kadını çekti, kadın mutluluğu getirdi; ford, işinde ilerledi de ilerledi.
edison sadece izlemekle yetindi. çünkü edison bir mühendis değil, sadece meraklı bir iş adamıydı. fakat ford, her şeyin farkında olan, hayatı kolaylaştırmak için çalışan, estetiğe, fonksiyonelliğe, ekonomikliğe önem veren birisiydi. çünkü henry ford bir mühendisti.
Buradan makine mühendisi mezunu bir tanıdığım var evet adam beni çekiyor, sevdiğim biridir hoşsohbettir. Dayanılmazını bilemem cazibesi var. Ama bu şu durum gibi "sokrates yakışıklıdır o halde bütün filozoflar yakışıklıdır." (yine 10 nu. Benzetme yaptım heyt be! ) yani benim için o arkadaşı düşünürsem doğru önerme ama başkasının tipsiz, karaktersiz bir tanıdığı varsa mühendis o bu önermeyi yanlışlayabilir.