Sen gel 4 sene diferansiyel denklemlerle yüksek matematiklerle teknik resim dersleriyle uğraş sonra git muhasebeci ol. Can sıkıntısından parkenin metrekaresini falan hesapla. koyar lan.
Önüne gelenin okumasından ziyade; verilen eğitimin "aman nolacak kendileri öğrensin" seviyesine düşürülmesi, öğrenciye mesleğini sahiplendirecek iyi bir yakınlaştırmada (mesleği öğrenmek için gidilen stajda bile çay taşıtılması öğrenciyi meslekten soğutur mesela) bulunulmaması, daha da önemlisi işverenlerin okul sıralarında dirsek çürütmüş insanlara değersiz, harcanabilir, 2 ay çalıştırıp sonra başkasına geçilir gözüyle bakıp herkesin sırtından geçinmeye çalışmaları mühendislik mesleğini ayaklar altına aldı.
Bu Sadece mühendisliğe özgü de değil. şu an hangi meslek dalına bakılırsa bakılsın, içinin boşaltıldığı ve acınası şartlarda çalıştırıldığı görülür. insanın hayatını kurtaran sağlık çalışanlarının bile tüketildiği bir ülkede ne mühendis iyi olur, ne hemşire, ne inşaat işçisi ne de başka bir şey.
Sorun mesleklerden ziyade kepaze olmuş yaşam şartları ve değersizleştirilmedir. insana azıcık şevk verilse o öğrenciler kendileri de okuyup öğrenir, canla başla da çalışır. Ama ne veriliyor?
Açlık sınırı. işsizlik.
Bunları birinin gözüne soktuğunda o kişi kim olursa olsun verim bekleyemezsin.
300k ile ben mühendisim diyenleri gördükçe aynı meslekten olmaktan utanıyorum ben şahsen. Önce bi baraj maraj bi şey gelse de biz de kendi değerimizi bi hissetsek.