gördüğü her nesnenin çalışma prensiplerini inceleyen, toplamaya gözü keserse içini açıp bakan, sonra da bunu şöyle yapsalar daha iyi olurmuş diyen zihniyet.
genelde **isletme, uluslararasi iliskiler, ic mimarlik gibi bolumleri ciddiye almayan ve bu bolumlerde okuyanlari butun gun eglenen, derslerde lay lay lom yapan, hayati yasiyan insanlar olarak goren kafadir. tabi bu genellemeye dahil olmayanlar candir, cigerdir.
projelerle bozulmuş kafadır. üretici kafadır, yeni şeyler ortaya koyar; teknisyenle eş tutulamaz bile. teknisyen bu arada bir çay koyup gelsin şu masayı toplasın.
bir hayli karışık kafadır. binbir bilgi kafada horon tepmekte, eğer gıda muhendisi iseniz bakteriler beyninizde cıyk cıyk diye gezmektedir. gözünüze yansır simaları bakterilerin, artıkın bir gece geçmez onları görmeden. gözünüzü kapatığınızda böle mavili morlu, küçük küçük.
bildiğin mr spock kafasıdır. yani herşeyi mantıklı, mantıksız diye ayıran, hayal kurarken bile araya girip olmaz böyle hayal diye kesip atabilen kişinin kendi hayalinin bile içine edebilen kafadır.
(bkz: kendimden biliyorum)
1) daha çok kırsal kesimden gelenler : yergi değildir bu. ama özellikle istanbul eskişehir gibi sosyal ortamı çok aktif olan şehirlere daha kapalı kutu şehirlerden çalışıp didinerek gelen tayfadır. ancak gördükleri karşısında kapalı kalmayı belli bir süre devam ettireceğinden dışlanması muhtemeldir. açılmaya başladığında ise genellikle çok geç olur. zaten mühendislik fakültesinde az olan güzel kızları kapma şansları çok zayıftır çünkü girişkenlik şanslarını ortamlara girmeyerek kaybetmişlerdir. üniversite kariyerlerine oduncu gömleği ile başlarlar. nispeten modern bir kareli gömleğe geçtiklerinde mezun olurlar. ortalamaları genellikle hayvanidir.
2) sapıtan kısım : genel mühendislik öğrencisi gibi değildir. müzik grubu kurarlar, çalar söylerler, hayatlarını yaşarlar. derslere arada uğrarlar bu nedenle genelde okulları her daim uzar bu tayfanın. ama hayatlarından keyif alırlar. artık bu keyif geçtikten sonra ise çırpınma dmnemleri başlar. ancak bazı zamanlar çok geç olduğundan okula yeni aşlamış havasında gelip gitmeye devam ederler. aralarında çok zeki olanlar ise tam ibnedir. hem hayatını yaşar hem derslerin anasını ağlatır. en özenilen tiplerdir.
3) normal kısım : genellikle son gececidirler. son dakika ödev yaparlar, ortalama 1-2 kız ile çıkarlar ayrılırlar tekrar barışırlar. aykırı hareketleri yoktur. diğer iki kısımada bok atarlar çünkü ilk kısım ortalama olarak onları sollamakta diğer kısımda hayatını yaşamaktadır. bu ise kendine zoraki meşgaleler bulup avunmaktadır. genellikle düz düşünür. mezun olsakta işe başlasak der. düz mühendis olur. ben de bu kısıma dahil olmakta olduğumdan ikisine de şekil a'da görüldüğü üzere bok atmaktayım zaten.
farklı çalışan kafadır. herşeyi bildiği modeller üzerine dökmeye çalışır. trafik lambasının süresini, güneşin geliş açısını, maksimum verimin nasıl alınacağını, yemek masasına bile nasıl oturulacağını hesaplamaya çalışır.
(bkz: kendimden biliyorum)
yine bir mühendis arkadaşım kızılayda iki ışıktan hangisinden geçmemiz konusunda konuşurken bulunduğumuz lokasyon ve ışıkların sürelerini dikkate alarak seçim yapmam konusunda vakti zamanında böyle bir tepki vermişti.*
--spoiler--
bir daha mühendisle sokağa çıkmayacağım.
--spoiler--
yanan kömürü gördüğünde, içindeki kükürtün (s) havadaki nemle (h2o) tepkimeye girip sülfirik asit oluşturacağını (h2so4) ve 10 C derecede eriyip asit yağmuru oluşturacağını hesaplayan kafadır.
doğal gazın karbon monoksit açığa çıkardığını, karbon monoksitin ise hava ile neredeyse aynı yoğunlukta olması nedeniyle havanın olduğu her yerde olabileceğini, kandaki hemoglobinin karbon monoksite olan ilgisinin oksijene olan ilgisinden 150 kat fazla olduğunu dolayısıyla kanı zehirleyerek insanın ölümüne yol açacağını hesaplayan kafadır.
yanan odunu gördüğünde sonucun kömürden farklı ,fuel-oili gördüğünde ise doğal gazdan farklı olmayacağını bilen kafadır.
mühendis olmayan bir insana göre ısınma sadece ısınma iken mühendise göre ölüme depar atmaktır.