PROGRAMI GERÇEKTEN CAHiLLERLE DOLU. gün itibariyle yayınlanan programında kadının biri kocası için ''Ben timsah gözyaşları dökerken o neredeydi?'' diye bir soru yöneltti. güler misin ağlar mısın..
tanımı geçiyorum! yaş ortalaması yüksek bir gruba mecburen dahil olduğum şu günlerde annem ve ananemin mütemadiyen bu kadının programını izlemesinden mütevellit yaklaşık 5 gündür bu kadına maruz kalıyorum! evet, alalen maruziyet bu, overdoz oldum resmen! insan neyine sinir olacağına şaşırıyor!! o nasıl bir tonlamadır, o nasıl cümle kurmaktır, nasıl şirretliktir. 'sayın her şeyi bilen' modunda bir ahkam kesmeler, insanların acılarını kullanarak reyting yapma çabası, seviye yerlerde.. bu kadın insanı yaşamdan soğutur lan! bir kadın olarak 'kadın dırdırı' denilen şeyin ne olduğunu bizzat anladım! yıldım yeminle 5 günde kadından yıldım!
amaçsız bir insan. son programıyla her ne kadar insanlara yardım ediyormuş gibi bir görüntü vermeye çalışsa da olmuyor olmuyor olmuyor. yaptığı sadece insanların hassas duygularının sömürülmesinden başka hiçbir şey değildir.
3 küçük çocuğun kaçırılması olayında;
-allah düşmanımın başına vermesin demiyorum, versin. ondan sonra onu vermesin bunu vermesin, düşmanlığın da bir anlamı yok.
demiş kişi. melek yüzlü kindar kişi.
çocuğun adını soyadını açık açık yazıp öz annesini aradığını afişe eden kişi. hadi diyelim ki kadını kötü yola düşürdüler, kadın pavyonda bulundu. ne olacak şimdi. o çocuğu da afişe ettin. canlı yayını da kesemezsin. adam telefon açar, pat diye söylerse:
-laa amq ben geçen sktm o karıyı. dese ne olacak.
annemin benden çok sevdiği, sürekli örnek gösterdiği, zor şartlarda okumuş olması takdir edilesi insan tamam. sarı saçlarından sen suçlusun bilesin. münevver karabulut cinayeti üzerinde çalışacakmış. *
yarından itibaren programı yeniden başlıyor sanırım. ne zaman kendisini görsem ya da ismini duysam, sabahın 9'unda (ki biz kendisine sabahın körü de diyoruz bazen) yarı uykulu haldeyken sadece ses çıkarsın diye açılan tv'den gelen "kızı alt katta kesmiştir üst katta kesseydi aşağı kadar her yer kan olurdu" cümlesi geliyor aklıma. kabus görmeden uyandığınız halde tüm gün bir ürpermeyle dolaşabilirsiniz bu hanımın programı sayesinde.
türkiye gerçeklerini özellikle çocukların ekran karşısında olduğu bi saatte, göstermemesi gerektiğini, anlıyamıyor yine bu bazıları.
ayrıca türk milletinin, bi proğramı veya kişiyi savunurken, diğerini kötüleme hastalığı ne zaman geçecek, onu merak ediyorum ben. kurtlar vadisi eleştirilir, karşı taraf hemen çemkirir;"siz gidin selena'yı seyredin" diye.
burada olduğu gibi, müge anlı eleştirilir, hoop hemen seda sayan çemkirmesi. bi rahat durun, azcık mantıklı düşünün ya. bu kadar sığ demogoji yapılmaz ki.
ayrıca seda bacımızın kime ne zararı olmuş bu güne kadar ki, hemen kötü örnek yaptınız kendisini. onur şan üzerinden vurmaya felan kalktınız. sanki rejim proğramı seyretmek felan da büyük suç, büyük ayıp.
tabi; herkes kahvaltı masasında, "çocuk sobada nasıl yakılmış" haberi izlemeli. yoksa rejim felan bunlar boş iş.
hayran olunası kadın.
kendisi ne amerika'lı takılıyor, ne gereksiz konularla uğraşıyor. her sabah türkiye'nin gerçeklerini programında bize gösteriyor. nerde yaşadığını biliyor, ne konuştuğunu biliyor.
sevimli görünmek için saçma sapan mimikler yapmıyor, sahte davranmıyor, yağcılık yapmıyor kimseye.
programında yer alan cinayetleri kimsenin gözüne sokmuyor. onu veya programını sevmeyenlere kanal çevirmek serbest. yüzbinlerce insanın aç olduğu bir ülkede, binlerce insanın kaybolduğu, öldürüldüğü türkiye'de, müge anlı'yı sevmeyenler seda sayan'ın programını izleyerek hangi rejim moda, hangi butikten seda hanım alışveriş yaptı, onur şan hangi dizide oynuyor öğrenebilirler.
çocukların genelde evde ve televizyon karşısında olduğu bi saatte, 3'cü sayfa haberlerini, milletin kahvaltı masasına taşıyarak, gelecek nesillerin dimağını zehirleyen kişi!
suç ve ceza diyorum.
o kadın çocuğunu öldürdüyse cezayı verenlerinde suç da payları vardır.
çünkü katil anneyi de bir anne ve bir baba yetiştirdi.
ama nasıl bir anne-baba?aile ortamı var bilmiyoruz.
ama şunu iyi bilmeliyiz ki;
potansiyel katillerin arasında yaşıyoruz hepimiz.
ne kadar kaçık bir millet olduğumuzu görmek için bu cinayetlere gerek yok.sözlüklere bi bakaın yeter.
küçük muhammet'in cinayeti buz dağının görünen kısmı.
kamuoyuna saygıyla duyurulur.
insanların pisliklerini yüzlerine çarpan, eleştiren, hey beverly hills sakini burası türkiye ve sen bunların içinde yaşıyorsun dedirten bir programa imza atmıştır.
tepki ve yorumları bazen garip gelsede son derece haklıdır.
programında uçan sabri ya da kuran şifresi çözdüğünü sanan adam yoktur.
programında münevver'in babası vardır. çocuklarıyla birlikte öldürülmüş kadının annesi vardır. çocuğunu öldüren ve inkar eden dilber vardır.
canlı yayında 6 yaşındaki oğlunu tarlaya bırakıp ölüme terkeden gaddar anne için ''asılsın, vallahi asılsın bu ya.'' diyerek seyircisini galeyena getirmiş, reyting uğruna pek çok kişinin düşüncelerini manipüle etmeye çalışmıştır.
+Bundan sonra çocuklarımızı öptürmüyoruz hiç kimseye. Kimse kimsenin çocuğunu sevemeyecek öyle sokakta filan, bitmiştir! Yemişim sevmelerini!
Ha bir de bu arada programda şehit haberin vermiştir ondan sonraki tepkisi de şu olmuştur;
+işte bunları azdırırsanız böyle sonra mayın döşerler alırlar gençlerimizi!
sonuncusunu hiç anlamadım. ne yapılmışda azdırılmış teröristler? adeta teröristlerin mayın döşemesini haklı bulmuş gibi konuşmuştur fakat asıl düşüncesi bu değil bence. sadece türkçe fakiri... ne konuştuğunu bilmiyor. üstteki cümlelerde de bunu gördüm. tamamen şov peşinde. yürü be! bu arada didier drogba'ya hala benzetmekteyim, fikrim değişmemiştir.
herşeyi sahte olan yapmacık yaşayan türkiye halkının asla sevmeyeceği kadındır, çünkü doğaldır cesurdur. canım türkiyem milleti nerde hangi ülkede yaşadığının farkında değilken( mesela,halkın yüzde 70i türkiye topraklarının amerika sınırları içinde olduğunu filan sanırlar, türkiyedeki aşırı dejenerasyonun nedeni budur. halk, özellikle gençlik modern olmak adına saçmalamaktadır) müge anlı; nerde hangi ülkede yaşadığının gayet iyi bilincinde olan ve esra ceyhan gibi gereksiz bir sunucuyla uzaktan yakından hiç bir benzerliği olmayan gazetecidir.
45 gündür kayıp olan ve bugün ölüsü bulunan bir çocuğun ana babasını ekranlardan eksik etmeyen programı sunan kişi. bilmiyorum çocuk daha yeni mi öldürüldü yoksa kaçırıldığı ilk gün mü öldürüldü fakat insan düşünüyor henüz yeni öldürüldüyse mevzunun bu kadar medyatikleşmesinden kaçıranlar korkmaya başlayıp böyle bir işe kalkışmış olabilirler. yinede her iki durumda da diyeceğim şey aynı; gizli saklı halledilmesi gereken şeyleri ulu orta meydana çıkartıp toplumun sosyal yapısının içine eden bir programa sahip, her ne kadar iyi niyetli olsada. sanırım buna benzer bir şey*esra ceyhanın başına da gelmişti. var böyle programlar.
edit: çocuk kaçırılmamış, kendi anası öldürmüş ya da öyle birşey. yinede düşüncelerim değişmedi. toplumun sosyal yapısına küllüm zarar.
geçen seneye kadar dedikodu programları yapan fakat her ne olduysa bu sene kendini sosyal sorunlara adamış, evden kaçıp kocaya giden cahil genç kızlarımıza öğütler vermeye başlamıştır. *
bu sabahki programda türkçenin azizliğine uğrayak sarişin atv dedektifi..
--ahada bu--
fesanede düzenlenen engelli gençlerin eğitim alanina giden sunucumuz sonrasinda şu demeçi verir;
-gördüğünüz gibi engelli vatandaşlarimizi küçümsememeliyiz, gerekli alanlarda imkanlar verildikten sonra ebru* bile yapabiliyorlar..