bi olayı çözene kadar insanları sinir hastası eden, daha beteri de bağımlı kılan program.
geçen seneden kalma "dilber olayı" varmış, oğlunu öldürmüş mal karı.
annem sabah izlerken mahkeme görüntüleri çıkınca babaanneme "koş koş dilber'in mahkemesi varmış" dedi. o zaman farkettim işi ne kadar ciddiye aldıklarını.
Dün sabah babamla birlikte izlerken gülmekten koptuğumuz program.izleyenler bilir, Müge Hanım köy yaşamını hiç bilmediğini vs. söyler sırası geldikçe,bana göre de buna bağlı olarak bazen gereksiz detaylara takılır inceler de inceler ama bazı şeyleri bilmek için illa köyde yaşamış olmak gerekmez bence. Çevrenizdeki insanlardan,televizyondan da olsa kulaktan dolma bir şekilde bazı şeylere vakıfsınızdır, komşularınızdan şiveli konuşan, geldiği memleketin yöresel kelimelerini kullanan hiç mi bir tanıdığınız olmaz da her duyduğunuza şaşırırsınız? Anlatacağım şey de bununla ilgili. Adem ve Havva Yılmaz çiftinin kaybolan çocukları ile ilgili, çeşitli kişilerden şüpheleniliyor, bazıları telefona bağlanıyor vs. program akıp gidiyordu. Adem'in akrabalarından olan bir kadın telefona bağlandı. Müge Anlı ile aralarında -aşağı yukarı- şöyle bir diyalog geçti ve babamla biz yarıldık :
Telefondaki akraba : Müge Hanım, vallahi Havva'nın bizim aileyi suçlamasından biz bıktık, bu konuşmaları duyduğum günden beri benim kalbim sancıyoo, gözüm tipişliyoooo (burada tipişliyo derken muhtemelen sinirden kadının gözü seğiriyo yani bunu anlamayıp, tahmin edemiyecek ne var?)
Müge Anlı: Gözünüz mü tipişliyooooo?
Olaya bakar mısınız? Takıldığı şeye bakar mısınız? Biz gülmeyelim de kimler gülsün?
içinde sadece ve sadece, cinayet, tecavüz, kaçma, kaçırılma, intihar, paraçalara ayrılıp gömülme, aldatma, aldatılma, yasak ilişkiler, türlü ahlaksızlıklar gibi dehşet verici olaylar geçen bu programın isminde "tatlı" kelimesinin bulunması gerçekten çok psikopatça. denilen program.
ne tatlısı kardeşim.
zap yaparken bile suratına rastladığımda, kravatımı takıp ayağa kalkarak esas duruşa geçeceğim neredeyse.
bunu bile yazarken bak ellerim titriyor. acaba yan tarafına görselini koymuşlar mı diye?
saçma bir "gün" tartışmasına girilmiş program. ya gülüm bak, perşembe akşam vaktiyle beraber "cuma'ya girildi" denir. bu halk arasında böyledir. bi' de çıkarmış tahtada çizelgede anlatıyor çok bilmiş gibi. utanmasam arayıp anlatacam da tatışmanın seviyesine inmek istemiyorum. hehe.
Orta çağ avrupasına ait bir zihniyetle yönetilen program. Bugün 12 yaşındaki kızını 5 bin liraya satan (ki bunun savunulacak hiçbir tarafı yok) aileyi konuk etmişler. Başta müge anlı ve yanındaki adını bilmediğim boş konuşan adam olmak üzere stüdyodaki seyircilerin ve televizyon başındaki izleyiciler telefonla aileye çürük domates(!) atıyorlar. O insanların programa çıkmalarının tek sebebinin para olduğu belli. Peki burada suçlu cahil olup para için her şeyi yapan mı? Yoksa bu cahil insanları yönlendirmek yerine televizyona çıkartarak aşağılatan ve aşağılayan (sen ne biçim annesin? vb.), Bu insanların fakirliğinden faydalanıp reyting uğruna onları kurban eden mi?
ismine kıl olunan. son 2-3 senedir arttı bu tarz isim vermeler programlara ya da dizilere. ama daha da abartmalarından korkuyorum. mesela; "müge anlı ile tatlı sert ama genelde tatlı yani fekat şöyle bir husus da var ki bu kadının tersi de pis lakin düzü pambığ gibi. evet." böyle bir program ismi olabilir pekala bu gidişle.
genelleştirilmiş polisiye konuları özelleştiren, özele çağıran, dikkatlerden kaçırılan bu konuları yeniden gündeme taşıyarak, vurdumduymaz polis ekiplerini göreve çağıran programdır.
subjektif değer yargılarının padişahı bu programdır. olur olmaz kişiler programa konuk edilmekte, 3-5 kişinin aynı anda konuşup kimsenin birbirini anlamasına izin verilmeyen programdır. neyse ki tatil günleri yayınlanmıyor da çocuklar böylesine zararlı bir neşriyattan uzak duruyor.