Buradan yola çıkarsak müezza aslında kedinin ismi değildi. Araplar isim yerine ismin yerine geçen zamir, sıfat vb. Şeyleri kullanmayı daha çok sever. Mesela bir adamın ismi ahmet oğlunun ismi ise mehmet olsun, Ahmet’e doğrudan ahmet demek yerine Ebu mehmet derler. Buna benzer adlandırmalar çoktur. Müezza örneğinde de kedinin o devirde gerek bedevi gerek medeni olsun Arap yarımadasında çok sevildiği aşikardır. Çünkü insanlar ister göçebe ister yerleşik yaşasın pek çok zararlı ve zehirli canlıdan kedi sayesinde korunuyordu. Bir rivayete göre hz. Muhammed abdest aldıktan sonra ayakkabısını giyecekken müezza ayakkabısına atladı ve içinden bir yılan çıktı. Bu o zamanki şartlar düşünüldüğünde ihtimaller dahilinde bir durumdur.
Kedi babası Ebu hureyre’den Rivayetlere göre müezza siyah ve beyaz renkli bir Habeş kedisiydi.
Hz. Muhammed (S.A.V), Uhud seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Ve seferden döndüğünde o nöbetçiden kediyi istemiş ve sahiplenerek adını Müezza koymuş. Siyah beyaz bir Habeş kedisiymiş Müezza. Ağzının içinde üst damağında lekeleri varmış. Bu sık rastlanmayan damağında leke olan kedilerin Müezza'nın soyundan geldiği kabul edilir. Müezza, muhtemelen bir sokak kedisiydi ve Mekke'nin sıcak kavurucu çöl sokaklarından Hz. Muhammed'in ilgisi ile kurtulmuştu.
Hz. Muhammed, kedisi Müezza'yı o kadar çok severmiş ki, Müezza bir gün sedirde oturan Hz. Muhammed'in giysisinin ucunda uyuya kalmış. Her kedi dostu gibi uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Hz. Muhammed, Müezza'yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiş. Hz. Muhammed, kedisi Müezza içtikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken Sahabe-i Kiram Ebu Nuaym "Ya Resul o sudan kedi içti" deyince, Resulullah "Onlar en temiz ağıza sahiptirler" buyurmuş ve abdest almıştır (Hadisi Nakleden Peygamberimizin eşi Hz. Aişe).
peygamber efendimizin birçok kedisi varmış. gözdesi olan kedinin adı müezza'ymış. müezza karamel renginde kısa tüylü bir habeş kedisiymiş. Allah'ın elçisi, camiye gideceği bir vakit hırkasının üzerinde uyuyan müezza'yı rahatsız etmemek için, hırkanın bir kolunu sessizce kesmiş.