hakkında o kadar çok kelimeye gerek yok , küçükesat'ta şık ve güzel bir kız görürseniz hah tamam bu mystery'dir deyin muhabbete atlayın , o kadar güzel .
23 eylul 2007 ankara iftar zirvesi'nin en incelmiş yazarıdır. deli gibi özlemişim bu patatesi. sapkama el koymustur, bu bir ilktir belki ama yedirmem bastan söyleyeyimdir. * kravatın bu kadar yakısacagı bilsem hep takmasını önerirdim yazaridir ayrıca ***
öyle bi özletti ki kendisini öyle böyle değil , organizatörler saolsunlarda zirve sayesinde ankara'ya kesin dönüş yaptı , gerçi bunun sağı solu belli olmaz hazır okuldanda mezun oldu hayattan kaytarıp duruyo tekrar kaçmasın ankara'dan komşusu .
bu arada esat'tan gitsemde anılarım hep burda yaşayacak komşucum hayatımın en güzel günlerini çocukluğumu , gençliğimi hatta orta yaşlılığımı bile bu semtte geçirdim ben ayrılmak çok koyacak hem de çook ama bilki sen ilelebet has komşum olarak kalacaksın unutmayasın .
ha bide hazır evde müsaitken şu lost'u izlemeye başlasan ne dersin komşusu . *
sanırım mezun oldu bu. kepini bilem fırlattı. ama fırlattığı kep havada, yanlışlıkla ankara'ya yolu düşen ne yaptığını bilmez sorunlu martılar tarafından kapıldığı için töreni kepsiz tamamlamak zorunda kaldı. daha sonra kiralamış olduğu kepi kaybettiği için kiralık kepçi abiden de dayak yedi. mezun olduktan sonra yaptığı bütün iş başvuruları da sonuçsuz kaldı. her gittiği yer "hani senin kepli mezuniyet resmin?" diye sordu bu soru karşısında kepini martıların kaptığını anlatan mystery hanıma "sen git onu martılara anlat" diye cevap verildi..
bu aralar yana yana kafasına çakma bir kep monte edebilecek photoshop'tan anlayan birilerini kafalamaya çalışan yazarımız 53 yaşında olup yarışmaya starbucks'tan katılmaktadır... son derece tiki dir bi de..
şahsımın mod adayı, tikkyleri en iyi temsil edeceğine inandığım yazar; fakat olmadı. tatil de yapamıyormuş, suları da akmıyormuş, sivrisinekler de ısırıyormuş. olsun, canı sağolsun, olur böyle şeyler diyorum kendisine. ileride unutursun.*
efendim istanbul'daki çay zirvesine ankara'lardan gelen sözlük bile konuşsak anlaşabileceğimizi anladığım yazar arkadaşım. ha bir sorun da yoktu zaten ama olsun. yazacak bir şeyler bulayım dedim.
ayrıca son dakka yaptığımız kısa da olsa muhabbetle birbirimizi çok iyi anladığımızı düşündüğümü sanıyorum. neyse bir dahakine daha uzun muhabbetler etmek dileğiyle..
ankara'nın kuru bağrından kopup gelmiş, istanbul'un en kıymetli yeri olan boğaz'ın hem gündüz hem de gece manzarası keyifle izletilip bir daha istanbul'a gelecek kadar deniz havasını ciğerlerine depoladıktan sonra tekrardan ankara'ya (hiç gitmek istememesine rağmen) gönderilmiş dost...
kendisine sunduğumuz nacizhane tecrübelerimizi dikkate almasını dilediğim yazar...
fatal: bak buradan boğaz mükemmel görünür... mystery: ya ben hiç geri gitmek istemiyorum... *
ve ayrıca; resimlerin basına sızdığı an benim bittiğim an olur...