kibarlıgımın tavan yaptığı şu aralar bana kabasın diyebilmiştir. o kadar kıvırmaya calıstım yemedi. beni tanıyamamışmış da. ya buna ne demeli. hah az once aklıma geldi.
ankara kara kış zirvesinde tanıştığım yazar...ahaha.. yüzüne hasret kalmıştık vallaha, iyiki de geldin. umarım bu yoğun günlerini hayırlısı ile atlatırsın.
zirvede kapıdan girer girmez "cort" diye karşıma çıkıp boynuma atlayan dünyalar tatlısı arkadaşım. masa düzeninden ötürü ayrı da kalsak, sanki yıllardır birbirimizi tanıyormuşcasına bir kaynaşma bir özlem giderme oldu. daha şimdiden çok özledim seni. o yüzden ben sıramı savdım, şimdi senin gelmen lazım diyor ve istanbula bekliyorum. *
zirve boyunca benim yanımdan hiç ayrılmayan canım dostum. 2 dk oturmadık yerimizde sürekli hopbidi hopbidi dolandık durduk. kanatçı da olsun city longuage da olsun her daim gelenlerle ilgilenmek için seferber olduk.*******
balcone zirvesınde tanıstıgım * benden daha şirin bir o kadar da tatli dilli iç mimar yazar kişisi.. bak sözun var ışıklandırmayı unutma **
(bkz: o anladı)
datca da yazlık komsum, balcone da sarap zırvesı ortagım... cok kıymetlı ve sırın bır uuser aynı zamanda. karsıma ıyı kı cıkmıs, ıyı kı tanısmısız dedıgım yazar. *
durmadan arkamda dolaştığını düşündüğüm. ne zaman arkamı dönsem yaw sen ne uzunsun, boy kompleksine giriyorum diyerek beni yıkmaya çalışan üç yazardan biri.*
Zamanında the oc hakkında konuşmuştuk, beni bu maskuler nikimle bile kız zannetmiş, şaşkınlıktan kız olasım geldi o kadar yani. Bir de 100 metre ilerideki fotoğraf makinesini fark edip de gülümseyebilen yegane kişi. Zirvede tanıştığıma çok memnun olduğum, karşılıklı bir güzel dansedip kurtları döktüğüm yazardır ayrıca.