düşünemediklerimi düşünen iyi yazar.
dilin kemiği yokmuş. kalbinden asla geçirmediklerini söyleyip hata yapabiliyormuş insan.
iki kere düşünüp bir kere konuşmak yerine, günlerce düşünüp susmam gerek sanırım.
belki özlemler daha da artar.bekleyenler de beklenenler de yerini bulur,
kim bilir?
bu sıralar harıl harıl interrail planları yaptığımız ispanya aşığı yazar. beraber para biriktirmeye feci halde kastığımız şu sıralar kendisi alışverişte tehlikeli dakikalar geçirebiliyor ama ucuz atlattık allahtan*. son olarak sefiliz ama mutluyuz demek istediğim backpacker adayı user.*
yanındaki insandan nasıl bir bilgi öğrenirim diye çalışan koca adam. öğrenmenin yaşı yoktur tabi. karşısındakini dinleyen, saygı gösteren en önemlisi değer veren şahsiyet.
dalgacıdır aslında. benim gibi ciddi insanların tarzını ilk başta anlamama ihtimali çok yüksek olsa da, 15 yıla dayanan tanışıklığımız 10 yılı geçen dostluğumuz hatta kardeşten öteliğimiz sayesinde tarzını anlamak benim için zor değildir. ayakların nereye götürdüğünü bilmeden gece yarılarına kadar yürümek, vatanı kurtarmak veya yeni bir şey paylaşmak bambaşkadır.
tatile gitmişiz geziyoruz. deniz, kum, güneş,- benim hatuna rapor verme işi yüzünden takılamasam da- ecnebi hatunlar. git tatilini yap kardeşim ne geliyosun gece gece yürüyelim diyosun... velhasıl kelam yürüdük. kemerin yüzde bilmem kaçını turladık. adana dürümcü bulup bir anda o rusların bütün cazibesini unutup masa başında vatanı kurtarmaya koyulduk. güzel anılardı, dostluğun tadını çıkarmaktı ama gel gör ki yaşlanıyoruz.
bir çoğumuzun tipi liseli ergen gibi görünse de artık koca bir adam olduk. sorumluluklar bindi tepemize. deniz spor formalı hayattan tek beklentisinin mahalle maçında gol attıktan sonra "mutu mutu mutu" diye bağırmak olan çocuk kalmadı...*
yarının ne olacağını bilmemek şeklinde tanımlanacak bir hayat seninki. nereden nereye. ramazan bakkalından top mu çalsak diye konuşurken bir bakmışız ki ispanyada su pahalı, ulan anasını sattığımın fastfoodcusunda bile tuvalet paralı diye konuşmaya başlamışsın.*
hangi ara o kadar kitap devirdik. bilgilendik, adam olduk. ya da okuduk cehalet gitti ama eşeklik baki kaldı.*
gece gece nerden efkar bastıysa bilmiyorum. özledim lan. sadece seni değil çocukluğu. küçük olduğunu bilmeyi. takım elbiseyi giydiğimde, ceketini ilikleyen insanlardan; tşört giydiğimde, büyüyünce ne olacaksın diyen insanlardan sıkıldım belki de.
sözlüğün belli bir entelektüel birikime sahip yazarlarından olduğu anlaşılan dördüncü nesil yazar. ne var ki 2 yıl kadar önce terk-i sözlük eylemiş; yazarlığı sürse de kendisi sözlüğe takılmıyor durumda. belki sonra döner ve sözlüğe katkıda bulunmaya devam eder.