BENiM YOLUM
Hayatı dolu dolu yaşadım
Her yolu baştan sona dolaştım
Ve dahası , çok daha fazlası,
Hepsini keyfimce yaptım!
Pişmanlık mı?var elbette biraz
Ama sözü edilmeyecek kadar az
Hep yapmam gerekeni yaptım
ve hepsine istisna olarak baktım
Evet , oldu bazı zamanlar
Eminim hatırlayacaksınız
Çiğneyebileceğimden fazlasını
Umarsızca ısırmıştım
Ama bütün bunların yanında
Bir an bile şüphe duyduğumda
Hemen yuttum o lokmayı
Ve tükürüverdim dışarı
Yüzleştim tümüyle
Ve hep bastı ayaklarım yere
Hepsini yaptım keyfimce
Sevdim ,güldüm ,ağladım
Kaybetmekten payımı fazlası ile aldım!
Ve şimdi …yatışırken göz yaşlarım,
Hepsini gülümseyerek hatırlarım!
Düşündüm de bütün bu yaptıklarım…
Utanç duymadan anlatılır mı?
Utanç mı?
Hayır , hayır , bu ben değilim!
Ben hepsini keyfimce yapanım
ismini görünce gece gece dinlenilesi gelen bir frank sinatra klasiği. özellikle şarkının yavaş başlayıp yükseğe çıkması ve tekrardan yavaşlaması. hayat gibi şarkıdır.
uyduyu yeni yapmamdan ötürü lan acaba uyduda mı problem var derken bozuklukların calvin harris'ten kaynaklı olduğunu anlamamı sağlayan klip. Klipteki mankeni merak ettim.
Bu evren üzerinde yazılmış en büyük şarkılardan birisi.
1 asra yakın bir süre bu dünyaya konuk olmuş Sinatra'nın bilge bir adam edasıyla hayatın sırrını fısıldadığı şarkı anlayabilene.
müzikle hemhal olan bir insan olarak bu başyapıtı sesi çok güzel adlı yarışmada şef göksun çavdar yönetimindeki orkestra eşliğinde söylemek ömrümün en gurur dolu anlarından bir tanesiydi.
Sesi güzel Hemen her büyük erkek şarkıcı, genelde de yaşlılık dönemlerinde seslendirmiştir bu şarkıyı. Bunların başında tabii ki the king himself, elvis presley gelir.
şu an kanaltürk'de yayınlanan film ayrıca frank sinatra'nın mükemmel yorumuyla insanı kendinden geçiren harika ötesi şarkı. vasiyetimde bu şarkının cenazemde çalınması istedim.
bazı yerleri biraz "türk filmi" tadında olsa da, sürükleyici hikayeye sahip bir film. savaş sahneleri yer yer oldukça başarılı çekilmiş, en azından belli ki epeyce uğraşılmış. ayrıca da emperyalizm kurbanı bir ülkenin insanlarının emperyalist ve totaliter ülkelerin savaşlarında nasıl meze edildiğinin, nasıl hunharca harcandığının gerçek olaylardan esinlenilmiş çarpıcı bir hikayesi. sırf bu nedenle bile izlenebilir. ortak yönleri koşu sporunda başarı olan ve çocukluklarından itibaren bu konuda rekabet içinde olan biri koreli, diğeri japon iki gencin yıllar içinde yaşadıkları olaylar ve savaşlarda yollarının kesişmesini anlatan bir macera/savaş filmi. izlemeye değer.
--spoiler--
"anton", sibirya'daki esir kampında ekmek çalmaya çalışırken çalamadan yakalanan koreli gencin idam sahnesi, koşu yarışı sahneleri, nomonhan gölü'ndeki sovyet tankları ile kapışma sahnesi, normandiya çıkartması sahnesi, hasegawa'nın subay olmuş hali (cephede ilk göründüğü halleri) ile sonlarda geldiği nokta arasında yaşadığı değişimler filmi izlemeye değer hale getiren bonuslarından birkaçı.
--spoiler--