1 saat önce bana mesaj atmış ve görüşlerimi beğendiğini bildirmiş yazar. kendisi 1 saat sonra nasıl silik yemiş. gülsem mi ağlasam mı bilemedim. nitekim iyi insan.
piyasada elinizi sallasanız ilahiyat profesörüne çarptığı mevcut konjüktürde arkadaşın profluk tezi için yapmış olduğu bu dahiyane tespiti de ayrıca alkışlamak gerekir.
psikanalizm anlamında çığır açmış olan bir bilim adamına karşı da her şeyi ''sikişe indirgemiş'' şeklinde zihni sinir bir tespit yaparak psikoloji konusunda gerçekten bir dahi olduğunu kanıtlamış oldu.
theodor herzl ve davdi ben gurion gibi israil devlet büyükleri ile bu denli ilgili olması yine bu arkadaşın uluslararası ilişkiler anlamında bir deha olduğunu gösteriyor.
bunlar ilk bakınca göze çarpanlar. derine inilse kimbilir ne cevherler çıkacak bundan. neyse neticede bir insana hakaret etmeden önce onu biraz tanımak en azından kapasitesini öğrenmek önemlidir. ne demişler...kibritle oynayan ya kendini yakar, yada evini.
Edit: bende bunu akranım falan sanıp ciddiye aldım bir de gördüm ki evladım yaşında çocukmuş.
şahi topu ingiltere'ye hediye eden zihniyetin uşak bir zihniyet olduğunu söyleyen yandaştır. böyle yazarken isim vermemişti. yani topu kim verdiyse, kendi değer yargılarına göre "uşak zihniyetli" olması lazım geliyordu.
fakat topu verenin sandığı (ama ismini vermediği!) kişi olmayıp, cennetmekan sultan abdülaziz han olduğu ortaya çıkınca entrysini siliverdi! öyle yapacağını tahmin ettiğim için bir kopyasını yukarıda muhafaza etmiştim.
değer yargıları adamına göre değişen bir kişinin, değer yargılarının bir ciddiyeti olabilir mi?