Sınırsızlık caddesi olan şehir. Türkiyenin başka hangi ilinde böyle bir cadde vardır ki? Şaşırtıcı doğrusu. Aynı zamanda Ağustos ayında 1 yıl yaşayacağım şehir.
buram buram deniz kokan, suyu güzel, havası güzel şehirdir. küçüktür, sakindir. şehir merkezinde bir çok yere yürüyerek gitmek mümkündür, zaten bu yürüyüşler sosyalleşmeye de katkı sağlar. çünkü adım başı karşınıza tanıdık çıkar. turizm cennetlerinden olan bodrum, fethiye, dalaman, marmaris, köyceğiz gibi ilçeleri içinde barındırır. muğlada yaşamak kolay ama üniversite okumak zordur. kiralar pahalı, kültürel etkinlikler kısıtlıdır.
yazlari cennet kislari cehennem olan bir sehir. Yazin bilindigi uzere marmaris, bodrum, datca gibi bolgeler gunluk guneslik kizlar havaliyiz felan mis ama gelin gorun ki kislari boyle degil burada. Kislari bazen havanin - lere dustugu, evden cikamadiginiz. Yolda yururken buza basip dustugunuz bir sehirdir.
ulada okuyup, bir sene merkezde bir sene de kötekli ilçesinde yaşadığım küçük şehir.
okumaya gittiyseniz, köylüleriyle anlaşmanız imkansızdır.
ikinci senemde dillerini çözebildim de biraz biraz iletişim kurabildim.
öğrenci mekanları şu şekildedir,
merkezde,
sınırsızlık meydanı, zihndi derin avm, nazar pastanesi, mabolla cafe-bar, arena club, yakamoz cafe...
kötekli'de,
kampüs, cns, bolkepçe restoran (çok uygun ve yemekleri çok başarılıdır. ali abi kusura kalma ödeyeceğim borcumu *)
ula'da
yok öyle birşey..
bunların haricinde arabanız varsa her yer sizindir, özellikle marmaris ve akyaka. arabanız yoksa da kiralarsınız, muğlada öğrenciye rent imkanları çok uygun.
dandik çatal anten ile, hamle tv vazgeçilmeziniz olacaktır.
tabi sadece geceleri radyo'ya bağlandığı zamanlarda.
merkezde ışıklar tekel büfeden alacağınız bir buçuk litrelik küp köpeköldüren ve hamle tv size öğrenciliği sonuna kadar yaşatacaktır.
şehir merkezi 60 bin nüfuslu öyle çok fazla çekimi olmayan ama ilçeleri cennet gibi olan bir ilimizdir. özellikle bodrum, marmaris, datça, fethiye, göcek gibi tatil beldeleriyle türkiye'nin istanbul ve antalya ile beraber en turistlik kentlerindendir.
üniversite hayatımı geçirdiğim, özlenen şehir... muğla'da kaybolmak imkansızdır, çünkü bütün yollar heykele çıkar. ilçeleri, dağları, deniziyle, havasıyla, sakinliğiyle yaşanılacak bir yer. o kadar sempatiktir ki iki günde keşfedersiniz merkezini.
bunun yanında yüksek kiralar ve düzelmeyen alt yapı sorunu/vidanjör sıkıntısı can sıkabilir. yine de unutulmayacak güzellikte bir yer. gezip görmek isteyenler için tavsiye edilen ilçeleri:
kışın yaşanılacak yazın kaçılacak memleket. ilkbaharı ise tablo gibidir, o tablonun içerisinden hiç çıkmaz istemezsin. eşsiz kokulu çiçekler, serin rüzgarlar, yakmayan güneş... ama bir günde yaz geliverir. müthiş sıcak! bırak sokağı balkona dahi çıkamaz insan mecbur kalmadıkça. sıcaktan bunalır, nefret ettirir.
sonbaharı ayrı bir güzel.
şivesi ise çok komiktir. bi defa öğrendin mi unutmak mümkün değil.
muğla köftesi meşhurdur dediler. götürdüler merkez'de çarşı içinde ünlü bir köfteciye. köfteler bir ödemiş kebabı kadar güzel değil, bildiğiniz sıradan köfte. ve tabağın dibinde köfteden biriken yağ lezzetli belki ama bu muğla köftesini güzel yapmaya yetmiyor.
garajından ilçelerine kalkan dolmuş ve otobüs firmaları arasında ciddi bir ihtilaf olan şehir. tabi bu noktada olanın müşteriye olduğunu söylememe gerek yok. mesele şu ki: marmaris-muğla yolu örneğinden gidecek olursak; kamil koç, pamukkale gibi otobüs firmalarıyla 62 kilometrelik bu yolun ücreti 5 lira. üstelik giderken şehir merkezinden ve dönüşte şehir merkezine servis de dahil. tabi dolmuşlara göre daha geniş koltuklar ve koltuk aralığı gibi artıları var, hele ki rahat hat'a veya pamukyol'a denk geldiyseniz...
bunun yanında diğer tarafta 6 liralık, servis imkanı olmayan (en azından marmaris'e dönüşte mesela) dar koltuklu, sıkış tepiş, klima da olsa sıcaktan yanabildiğiniz dolmuşar var. diğer rezil özelliklerinin yanında en kötü yanı servis imkanı olmaması. mesela marmaris'e geldim. beni şehrin hemen girişindeki garajda indiriyor arkadaşlar. sonra da büyük ihtimal anlaşmalı olduklarını düşündüğüm şehir merkezinden geçen marmaris-siteler dolmuşlarına yönlendiriyorlar. bir 75 kuruş da oraya veriyorum. şimdi buradaki mesela 6.75 lira para ödemem değil, buradaki mesele, daha iyi şartlarda daha ucuza gidebilme imkanım varken, daha kötüsünü seçmek zorunda bırakılmam.
neden zorundayım? çünkü muğlalı sevgili(!) dolmuşçular otobüs firmalarının, onların ekmeklerini çaldıklarını düşünüyor ve garajda kavga ve huzursuzluk çıkarıyorlar. müşterinin hangi firmayı seçeceğine kendi adlarına karar veriyorlar. ve de belediye buna karışmıyor. muğla'dan marmaris'e bilet almaya çalıştığımda, firma bana "satamayız, yasak" diyor. bin küfürle marmaris'e geliyorum. bu sefer de iyice cozutmuş millet, bugün marmaris'ten muğla'ya bilet alayım dedim ve kamil koç "satamayız, yasak" dedi. şimdi siz söyleyin hakim bey, "hangimiz haklı?"...
haritadan bakıldığında herkesin deniz var gözüyle baktığı, lakin denizin şehir merkezinde bulunmadığı minicik ufacık tefecik memleketimcik güzelimsi şehirimsi yer. bununla birlikte gelen ünversite öğrencilerinin ilk dönemleri için rahatlıkla söyleyebilirim ki verem sebebidir. zira ev sahiplerinin hepsi birer al capone olur öğrenci karsısında. yine de zamanla öğrenci ister istemez muğla halkıyla entegre olmus bir şekilde hayatını sürdürür. sosyolojik yapısına bakarsak tam anlamıyla gamsız insanlar diyarıdır ve köylü-şehirli toplumun iç içe yasadığı sentez bir olusum var diyebiliriz.
havasına gelecek olursak sonbaharla birlikte oluşan kömür kokusu türkiyenin en kirli havasına sahip şehirlerinden birisi olma özelliğini kazandırmıstır muğlamıza. belediye başkanı osman gürün nam-ı diğer park osmandır. her yaz döneminde görevdeki valiliğin koltuğu da ister istemez sallanır.
siyasi yapısına gelirsek; 12 eylül 2010 referandumuna büyük bir çoğunlukla hayır diyerek ağır mesaj vermiş ,buna müteakip günümüzde kemalist dogmaların ötesine geçemeyen zihniyetlerin yaşadığı, gençlerinin büyük bir çoğunluğunun, inadına sol inadına chp veyahut mustafa kemalin askerleriyiz sloganlarını benimseyerek kendileriyle gurur duyduğu, çeşitli sosyal platformlarda en çok yılmaz özdil yazısı paylastığı, her seçim döneminde google'de en çok aziz nesin yazısı arattığı yerdir. günümüz kemalizmini damarlarının en uç noktasına kadar yaşarlar. kısacası solcuyum der hepsi ama küçük bir münazarada en sağcıdan daha sağcı olurlar. kendini bildi bileli bu gözler bizzat gördü ,bu kulaklar bizzat işitti bunu, ondan da öte bu beden feci bir şekilde hissetti bunu. hatta sokakların boş olduğunu gördüğümde septikcene düşünürdüm ki;millet kemalist ruhu şahlandırma adına ayine felan mı gitti acaba derdim. tamam kabul ediyorum abarttım. Burada keseceğim.
ha neredeyse unutuyordum karabağlar yaylası vardır ki ,keyfoturağıyla ,süpüroğlusuyla görülesi yerdir.