Muğla kent merkezinde Uğur Mumcu Bulvarı ile Atatürk Bulvarı'nın kesiştiği kavşakta bir uçak maketi vardır.
Gövdesinde eski harflerle "ismet" yazar bu uçak maketinin. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1765155/+
Destansı bir hikayesi vardır bu ismet tayyaresi'nin...
1921 yılının Temmuz ayıydı.
Yunan Hava Kuvvetlerine ait bir DH-9 uçağı, Kuşadası-Davutlar mevkiine mecburi iniş yaptı.
Uçağın pilotu ve gözetlemecisi(rasıt) yere iner inmez uçağı tahrip etmeye başladılar.
Fakat o sırada tarlalarında çalışmakta olan ve uçağın indiğini, uçaktan inen Yunan subayları gören köylüler yunan pilot ile rasıtı etkisiz hale getirerek jandarmaya teslim ettiler.
Uçağı ve Yunan subayları teslim alanlar Türk jandarmasıydı.
jandarma uçağı Yunan subaylarla birlikte Söke'ye götürdü.
Fakat bu olaydan italyan işgal kuvvetlerinin de haberi olmuştu.
Bölge italyan işgali altındaydı.
italyanlar Yunan havacıların ve yunan uçağının kendilerine teslim edilmesini istediler.
Fakat jandarma komutanımız sadece Yunan havacıları teslim ederek, uçağı teslim etmeyeceğini bildirdi.
italyan askerleri de bunun üzerine uçağın tutulduğu jandarma birliğini abluka altına almaya başladı.
Türk Jandarması uçağı vermemeye kararlıydı, direnişe hazırlandılar.
italyanlarla süren uçak pazarlığı esnasında Türkler uçağın üzerini bir brandayla örtmüştü, bir saatçi ustası ile bir jandarma onbaşı da bir yandan brandanın altında uçağın parçalarını söküyordu.
Bu uçak, Sakarya Savaşına hazırlanan ordumuz için çok önemliydi ve bir şekilde uçak Ankara'ya ulaştırılmalıydı.
jandarmamız bunun için gerekirse italyanlarla çarpışıp ölmeyi bile göze almıştı.
işte bir saat ustası ve bir jandarma onbaşısı bir mucizeyi gerçekleştirdi.
Uçağın gövdesi, kanatları, motoru ve diğer aksamları sökülerek bunların yerleri tahta kalaslarla beslendi, böylece italyanlar brandanın altında bir uçak olduğunu zannettiler.
birkaç gün sonra da Türklerle çatışmamak için ablukayı kaldırdılar, ama arada bir gelip bakıyorlardı, brandanın altındaki uçak yerinde(!) duruyordu.
Halbuki uçak çoktan Muğla'ya doğru yola çıkmıştı...
işte bu şartlar altında ele geçirilen yunan uçağı parçalar halinde Muğla'ya getirilmişti.
Fakat söküp taşıma işlemleri sırasında uçağın bazı parçaları zarar görmüştü.
Uçağı yeniden uçurmak için işi iyi bilen bir havacı mühendis, uçak ustası gerekmekteydi...
işte bu uçağı tekrar uçurmak, Ankara'ya götürüp milli kuvvetlerin hizmetine sokabilmek için Vecihi Bey, tayyare makinisti Eşref Bey ve Teğmen Hamdi Bey öncülüğünde 6 kişilik bir ekip Muğla'ya gelmişti.
işte Ankara'dan gelen ekip, Muğla'da eli tornavida anahtar tutan vatandaşlarımızla birlikte bu uçağı 10 gün içinde tamir ederek uçacak hale getirdiler.
Vecihi bey uçağa o an "ismet" adını verdi ve uçağın kanatlarına bir nazar boncuğu astı.
Yanına rasıt Teğmen Hamdi Bey'i aldı ve "ALLAH utandırmasın" diyerek daha önce hiç denemediği DH-9 uçağına binerek Muğla'dan havalandı.
"ismet" gökyüzünde süzüle süzüle uçuyordu. yerde kalan Muğlalılar ve Ankara'dan gelen ekip onları dualar ile uğurladılar.
Vecihi Bey ve ismet Tayyaresi bir solukta Akşehir'e geldi, orada ikmal yaparak da 23 Ağustos 1921'de Ankara Malıköy Tayyare istasyonuna vardılar.
Sakarya Meydan Muharebesi başlamıştı.
Vecihi Bey, ismet Tayyaresinde son kontrolleri yaparak yeniden "Allah utandırmasın" diyerek uçağa bindi ve havalandı.
ismet gökyüzünde yalnız değildi.
Hava kuvvetlerimizin gözbebeği Albatros D-3 tipi izmir Tayyaresi'de ismet ile birlikte uçuyordu...
ismet Tayyaresi 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi boyunca tam 28 kez görev uçuşu yaptı.
Maşallah tık demedi.
1 Eylül 1921'de ismet tayyaresi ve Vecihi Bey Yunan top bataryalarını bombaladı, geri dönüşte de bir başka DH-9 Yunan uçağını düşürerek Kurtuluş Savaşımızda ilk uçak düşüren pilot ünvanını kazandı.
Tabi Sakarya Zaferi kazanıldıktan sonra ismet ve Vecihi Bey'in vazifesi bitmedi.
Vecihi bey ve ismet Büyük Taarruz'a da katıldılar, Yunan hava kuvvetlerini perişan ettiler, elde ettikleri istihbarat raporları ile zaferimizin önemli unsurlarından oldular...
Şayet bir gün yolunuz Muğla'ya düşerse ve Muğla kent merkezine girerseniz ve bu maket uçağı görürseniz "bu ne böyle" demeyin, o maket uçağın bir hikayesi vardır.
O maket uçak kahraman ismet Tayyaresidir ve kahraman pilotumuz vecihi hürkuş'un uçağıdır. bir dakika önünde durun bir selam verin...