öyle elverişli, öyle hoş, öyle güzel bi' coğrafyada; muz yetiştirmek yerine, bazılarının deyimiyle "kaçakçılık" ya da "sınır ticareti" yapan doğu insanı. çok kötü bi' insan o. devleti onlar için her şeyi yapıyor. hastaneleri var, okulları var, alışveriş merkezleri var... çok elevirişli bir iklimi var, denizi var... engebesi hiç yok. rakım desen, buzl.. hay ağzımı sikeyim! rakım desen 12 filan.. tü insan, kaka insan! pis doğulu! hiçbiri yaşamayı hak etmiyor.
o değil de, niye odunculukla uğraşmıyorlar da, bu soğukta kilometrelerce mesafe kat edip çalı çırpı getiriyor evlerine bu insanlar hiç anlamıyorum. her yer yeşil orman halbuse. odun işine girmek lazım.
ters lale işine girseler, lale meraklısı belediyelerden dünyanın parasını kazanabilirler. Ama doğru ya ticareti yasak bu endemik bitkinin. Muz olmaz ancak kivi çıkar belki, doğu karadenizdeki gibi. Ya da ege ve çukurova gibi pamuk, tütün ekseler. Meyve ağacı dikseler tsk bık bık yapar 'orman oldu, teröristler saklanıyor' diye. Ormancılık da yapamazlar aynı sebepten. Hayvancılık yapsınlar öyleyse. Ama o da olmaz tsk nın mayınları var. Hayvanlar telef olur. Hem tsk demedi mi 'mayınlanan arazileri biz bile unuttuk' köylü ne bilsin. Tavukçuluk yapsalar? Ama dayanmaz ki karasalın karasalı iklim. Buzullar var türkiye'de başka eşi benzeri yok. O da olmaz terör olan yere turist mi gelirmiş. Geriye kaçakçılık kaldı. Onda da bomba var ama idare etsinler artık.
toprağını işlediği zaman değil, işlemediği
zaman devletten kredi alan vatandaştır.
devlet politikası, mezopotamya arazilerini
işlemeyi değil işlememeyi teşvik etmekte.
pahalı gübre ithalatı nedeniyle, doğudaki
toprağını işleyen köylü, ürününü çok
pahalıya mal ediyor. ithal edilen ürünler
çok ucuz olduğundan, bizim yerli köylümüz
dışardan gelen bu ürünlerle rekabet edemiyor.
bu defa devletten yardım istiyor. devlet de
bu yardım çağrılarıyla uğraşma yerine
"toprağını işleme sana kredi vereyim" diyor.
ithalatı sınırlandırmak ve kontrol altına
almak devletin işine gelmiyor. çünkü yabancı
devlet ve yabancı firmalarla kapalı kapılar
ardında yapılan pazarlıklarda devletimiz
onlara yerine getirilmesi çok zor imtiyazlar
veriyor. hayvancılık için de aynı şey söz
konusu. dışardan ithal hayvan getirme projesi
yüzünden önce yerli yem üreticisi ithal pahalı
gübre yüzünden haritadan silindi. pahalı ithal
yem yüzünden yerli hayvan üreticisi emeğinin
karşılığını alamamaya başladı. devlet onlara
da "hayvan üretme sana kredi verelim" dendi.
yani onların da hayvan üretmemesi için elden
gelen yapıldı. nihayetinde, peşkeş çekilen
firmalar yurt dışından angus getirmeye başladı.
diyanet imamlara emir verdi, imamlar camilerde
"angus" helaldir vaazları verdi. kurban
bayramında yerli hayvanı 400 liraya, ithal
hayvanı 200-250 liraya gören vatandaş, nasıl
olsa helal diyerek ithal hayvana yöneldi.
böylece hem çiftçi hem hayvancı, kaçakçılık
ve dağa çıkmak da dahil, başka şeylere
yönelmeye başladı.
kenan doğuludr. şaka efenim şaka değil tabiki de.
yaptığı yanına kar kalmayacak kafasına bombayı yiyecek doğuludur. bulmuşlar canım coğrafyayı kıymetini bilmiyorlar. hiçbir şey yoksa gitsinler turizmle uğraşsınlar abi her türlü gideri var. mesela yaz sezonunda orda sahil turizmi ne para getirir var ya. deniz kum güneş.. bence değerlendirmelidirler.
dominos pizza'dan bayilik alıp paranın amına koyabilir. hem otuz dakikalık süre de risk filan değil, on dakikada pizza kapında. öyle engebesiz bi' arazi...
DÜĞünlerde kilolarca altın takmayabilir mesela,
bir de batıya değil de hani teşvik manyağı olan doğuya yatırım yapabilir mesela doğulu iş adamları,
fabrika ve yol için gönderilen iş makinalarını yakmayabilir mesela,
eğitim için gönderilen öğretmeni de öldürmeyebilir mesela...
bu meselalar uzar da bu kötü niyet asla bitmez be kardeşim! allah sizi ıslah etsin ne diyeyim!