muz sesleri

    15.
  1. "Bu topraklar böyledir benim güzel Filipinam.Hatıraları,unutmak üzerinedir.Herkes kendi günahını unutur,ama kimse alacağı intikamı unutmaz."

    Ece Temelkuran/Muz sesleri
    4 ...
  2. 13.
  3. "herkes savaştan ölüm yüzünden nefret ettiğini söylüyor. ben, beni böyle bir adam yaptığı için, böyle bir adam olmama izin verdiği için nefret ediyorum. çünkü savaş tam erkeklere göre, tam tembellere ve soysuzlara göre bir yer. ne derlerse desinler. bütün erkekler bu yüzden seviyor savaşı. kadınların kalbini kırmak için kutsal nedenler veriyor bize. ortadoğulu erkeklerin iyileşmez yaralarına bir tek barut iyi geliyor. kadınlardan o kadar korkuyorlar ve onları o kadar çok istiyorlar ki... savaş, korkak bir erkeğin en iyi saklanacağı sistir Filipina."
    3 ...
  4. 20.
  5. böyle bir kitabın varlığından haberim yok iken;

    kuş sesleri ovalara yayılır şarkısında

    muz sesleri ovalara yayılır şeklinde yaptığım sürç-ü lisan.
    3 ...
  6. 19.
  7. ''Biz filipina, çok güldüğümüzde daha gülerken yakında ağlayacağımızı düşünüp suratını asan insanlarız.''
    gibi etkileyici cümlelerin yer aldığı, mükemmel kitap.
    3 ...
  8. 21.
  9. "..bir insan bir insanda başka bir hayatın kapısını görünce aşık olur..
    ..insan, yarası yarasına denk geleni seviyor demek ki. "
    2 ...
  10. 16.
  11. ece temelkuran eseri. ilk çıktığında aldığım sonra okunacaklar üzerine kütüphaneye attığım,* biraz önce eski aşkın duvarında arkadaşının bir satırını yazmış olması üzerine çok beğenip kesinlikle artık başlamam gerektiğini düşündüğüm ece temelkuran eseridir aynı zamanda...

    ayrıca "bir kadının boynu en güzel cümlesidir" diye efsaneleşmeyi hakeden bir cümle barındırıyor.
    2 ...
  12. 29.
  13. ece temelkuranın ortadoğu temalı kitabı. kitapta karakterler başarılı bir şekilde anlatılmış. kitabın mektup kısmı duygusal, ancak kitapta çok fazla acıtasyon yapılmamış. kitabın tek olumsuz yönu birkaç küfür olması. bunun dışında kitabın en iyi kısmı, ece temelkuranın izmirli olmasına rağmen romanda levant (doğu akdeniz) araplarını aşağılamadan, önyargılı yaklaşmadan anlatması. (genelde türkiyenin batısındaki kentlerin insanları ortadoğuya, hristiyan araplar da dahil olmak üzere bölge halkına abartılı bir şekilde önyargılı davranır). bu kitap amin maalouf`un romanları kadar başarılı olmasa da okunabilir.
    2 ...
  14. 24.
  15. --spoiler--
    muz sesleri ovalara yayılır
    insan buna
    hayran olur şaşırır
    --spoiler--
    2 ...
  16. 22.
  17. ece temelkuran'ın bu kitabında geçen en önemli cümlelerden biri "hiç kimse olmaya cesaret et filipina. hikayeler orada başlar. dişlerinin kırıldığı yerde." cümlesidir.
    bu cümle, kitaptaki konudan bağımsız olarak bana şunları düşündürür. hiç kimse olmaya cesaret etmek; yani içine doğulan ailenin, şehrin, hatta ülkenin bize verdiği kimlikten akıl yoluyla sıyrılabilme, mutsuz olunan o güvenli manevi barınaklardan çıkabilme cesaretini gösterebilmek. bu pek kolay olmasa da, yıpratıcılığı fazla olan yıllara yayılsa da insanı gerçek bir birey yapar. bir insan tek başına; yani herhangi bir kimliğe, aileye, aşirete (bu ülkede bir aşiret olgusu da var değil mi? hani o bazı zavallıların "biz aşiretiz..."dediğinden) ve bunların korumasına ihtiyaç duymadan zihinsel bütünlüğünü koruyabiliyor ve geliştirebiliyorsa bir birey olmuştur. birey olabilmek kolay değildir ve cesaret ister. ama, bir kez birey olabilmiş, hayattaki tüm kararlarını özgürce tek başına verebilen ve bu kararları ile sapasağlam ayakta durabilen insan dünyanın en mutlu insanıdır. özgürce düşünebilmek ve bunu kendi hayatı için uygulayabilmek, konforlu bir evde kalmaktan, konforlu bir hayat sürmekten çok daha güzeldir. ne para pul, ne de sıcacık bir çatı altı bu özgürlüğün ve birey olmanın yerini tutamaz. dünyanın en zengin ve en mutlu insanları gerçek anlamda bireysel özgürlüğünü eline almış insanlardır ve bir kez bu duyguyu tadan bir insan hem etrafındaki insanlara daha saygılı olur, hem de kendine saygısızlık edilmesine asla izin vermez. yaşadığımız ülkede ise gerek ekonomik, gerekse sosyal şartlar maalesef insanların tam bir birey olma yolunu çok küçük yaşlardan tıkamaktadır. genelde hayat boyu aileye bağımlı bir hayat ve kendi kendi kararlarını tek başına alamama gibi durumlar vardır. bu nedenle, etrafta daha çok kendine ve başkalarına saygısı olmayan, küçük hesaplar pesinde koşan zavallı insanlar dolaşır. bir bireyseniz tüm bunları tek başınıza oturduğunuz yüksekçe tepenizden izler ve bazen ne kadar yalnız olduğunuzdan, bazen de insanların bu kendilerini gerçekleştirememe durumlarından yakınırsınız. aslında daha yukarılara tırmanmak isterken, yalnızsanız bunu anlamsız bulursunuz. tam da bu noktada bu şehirden, hatta ülkeden gitme hayallerine bile dalıp gidebilir insan.
    1 ...
  18. 5.
  19. radikal kitap ekinde bu hafta çok satanlar listesinde 1 nomero olan kitap. satsın gözümüz yok tabi.* insanlar da okusun.
    anlamadığım niçin "edebiyat" alanında listede ve niçin "edebiyat dışı" listesinde değil! geçen hafta trt'nin kanallarından birinde ece hanım konuk idi ve merakımdan tüm programı da seyrettim, oradan dinlediklerimle ve kitap hakkında okuduğum yorumlara baktığımda az buçuk türkçe diline vakıf biri olarak bunun bir edebiyat dışı araştırma/gözlem kitabı olduğu kanaatindeyim. o sebeple radikal kitap hazırlayanları tekrar düşünsünler derim ben!
    aklıma gelen edit notu: bu satışların artması için bir taktikse ona da hiç ağzımı açmam/açamam bu saatten sonra.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük