Son dönemlerde, yoğun olarak hissedilendir.
Ülke yangın yerine dönüşmüşken,
Hukukun üstünlüğünün tarumar edildiği, yargı kararlarının, devletin en üst mercileri tarafından bile, tanınmadığı, saygı duyulmadığı bu dönemde sıklıkla aklıma gelen terimdir... Muz cumhuriyeti!
Elektriğin 10 saate yakın gelmediği, kendi adamlarının kendi ilçe binasına saldırdığı ve olayın faturasını alakası olmayan kesime kesip mağdur ettiği, takım otobüsüne pompalı tüfekle ateş açıp taştır o diye açıklama yapan bir valinin olduğu, devletin bekası için kendini hukuka adamış yiğitlerin katledildiği, yolsuzlukların döndüğü, cenaze evinin miting alanına döndürüldüğü, diğer ülkelerin üçüncü sınıf gözüyle baktığı ve bilimum mide bulandırıcı olaylara müteakip totaliter rejimle diktatörlükle yönetilen iç güvenlik paketi ile Polis devletine çevrilen devlete denir.
- bu ülkede yürütme organı, yargı kararına rağmen hukusuz iş ve işlemlere devam eder.
- devletin bütün kurum ve kuruluşları tek kişinin emrindedir. onlar adına konuşur, onlar adına karar verir.
- işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamaları sınıfta kalmasına rağmen, nükleer santral kurulması için anlaşmalar yapılır. (Bkz. maden faciaları)
- ülkenin en büyük memur sendikası, memurun hakkını savunmak yerine yürütme organına yaranmaya çalışır.
- muhalif her düşünce potansiyel tehlike olarak görülür bu ülkede.
- ülkenin tetikçi yazarları vardır. güç tapıcısı bu kalemler güç el değiştirince hemen saf değiştirirler.
- ülkenin 3. şahısların emriyle yayın yapan ulusal kanalları vardır.
- düşünce özgürlüğü kağıt üzerinde vardır. kimse düşüncelerini 'başıma bela almayayım' gerekçesiyle ifade edemez.
- uzlaşma yerine ben yaptım oldu anlayışı hakimdir bu ülkede.
- bugünün yanlışlarına ses çıkarmayanların yarının mağduru olacaklarının ülkesidir burası.
- kişiye veya duruma özel kanun ve kural çıkartılması olağandır burda.
- uluslararası platformda sesi çoktur bu ülkenin. ama gel görki uygulamaları o kadar sesli değildir.
- popülizm çok ekmek yedirir. ancak yenen ekmekler gelecekten çalınmaktadır bu ülkede.
- bu ülkenin vatandaşları Camus' un dediği gibi; düşünmeyi öğrenmeden yaşamayı öğrenmistir. yanlışı düzeltmek yerine yanlışla beraber yaşar.
- ve bu ülkenin vatandaşları Uğur Mumcu'nun dediği gibi; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuştur. herkes siyasetçi, spor yazarı, tarihçi, din alimi...
- tabuları vardır bu ülkenin. sanatçısı, aydını, yönetmeni potansiyel tehlikedir.
- ülkenin kurum ve kuruluşları boğazına kadar siyasete batmıştır. idareci odalarında 'parti sertifikaları'nın asılı olması olağandır.
- 100 yıllık üniversiteleri vardır bu ülkenin sorunları henüz bitmemiş. ama gel görki her iline hocası olmayan 'baraka üniversite' yapılır.
- kafeleri boldur bu ülkenin. insanları kafelerde 'akıllı telefonları' ile vakit öldürür. kafeler zengin, vakit heba olur.
- ilişkiler menfaat üzerinedir bu ülkede. 'insan' olmanın şuurunda olan pek azdır.
- hafızası yoktur bu ülkenin. ders çıkarılmadığı için tarihi tekerrür eder.
.
.
.
sözlerimi Cemil Meriç'in 'zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur' deyişi ile bitirir, iyi akşamlar dilerim.