hikaye yazarı olmak. girdiğin hikayelerde kalırsın e mutsuz olursun dolayısıyla oysa ki roman yazarı olmak öyle mi.. uzunnnnca bir süre mutlusundur.roman yazmak gibisi yok hikayeyi es geçin hele şiirin yüzüne bile bakmayın mutlu olmak istiyorsanız.
yalnız olmaktır. okula ya da işe gitmek eve çıktında kimsenin sana 'hoşçakal', 'işin rast gelsin', 'iyi dersler', 'eve gelirken ekmek almayı unutma' gibi sıradanlaşmış sözler söylememesidir. hapşırdıgında o koskoca evde hapşırık sesinin yankılanmasıdır ve kimsenin sana 'çok yaşa' dememesidir. eve geldiğinde kimsenin sana kapıyı açmamasıdır yalnızlık ve mutsuzluk. bir bekleyeninin olmamasıdır.
Mutsuz olduğu şeyleri köpürten insan yalnızdır. Ve yalnızlık bir seçim değil, zorunluluk haline gelmişse, kişi kendi içine dönüp bakmalı, zira mutlulukta, mutsuzlukta kendi içimizdedir. Kendi içindeki kuyunun derinliğinde boğulanlar yalnız kalır.
mutlu olmayı bilmemek,
mutlu olmayı formüllere dökememek,
mutlu olmayı kendi kendine bulamamak,
mutlu olmanın ne demek olduğunu kavrayamamak,
mutlu olmanın aslında kendi yaşam belirtisi olduğunu bilmemek,
mutlu olmayı her zaman insanlara bağlamak,
mutlu olamamaktır.
umutsuzluk.
yalnızlık ( sevgili, eş , çoluk çocuk, aile)
adam yerine konulmama.
işsizlik.
parasızlık
göreceli tipsizlik, çirkinlik.
en önemlisi sağlıksız olmak veya en sevdiklerinin hasta olması ve hiç bir şey yapamaman.
evine yeteri kadar para götüremeyen babadır. çok çalışan, gece gündüz durmayan çocukları, ailesi için ayakta durmaya çalışan ama adaletine soktuğum dünyasında karşılığını az alan babadır.