Sağlam bir inanca sahip olamamak, varlığın,yokluğun, sağlığın, hastalığın, başarı ve başarısızlığın sadece bir imtihan vesilesi olduğunu idrak edememektir.
Sağlam bir inanca sahip olan kişiler hangi hal üzerine olursa olsunlar bunun gerektirdiği bir hayat sürüp mevcut durumlarını avantaja çevirmesini bilir ve kolay kolay mutsuz olmazlar.
Kim ne derse desin mutsuzluğun en büyük sebeplerinden biri paradır. Paran yoksa çocuklarını doyuramazsın, paran yoksa hastalanan çocuklarını tedavi ettiremezsin. Sonra da mutsuz olursun!
" aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır." . yaşanması mümkünken yaşayamadığı, asla yaşayamayacak olması ve kişinin bunun farkında olması mutsuzluğun başka bir düzeyidir.
farklılıklar gösterebilir, kişiden kişiye, yere ve zamana bağıntılı olarak. ancak mutsuzluğun temel nedenlerini yüzdeli bir dilim yapsak, en başta "beklentiler" olur zannediyorum. yani daha tükçesi beklentilerin, mevcut durum ve sonuçları bu üç safha arasında ki uçurumlar insanın temelde psikolojisini etkileyen olayların meydana gelmesini sağlar. güçlü olanlar doğrulur, zayıf olanlar sürüklenmeye devam eder. güçlü kalabilmek ise artık toplumca zayıflık göstermeye başlayan manevi hayat ile ilgilidir. maddiyat mutsuzlukları yok etmez, sadece tekrar hatırlamak üzere unutturur.
mutluluğu ertelememizden dolayı. günü yaşamak yerine bütün zamanımızı geleceğe hazırlanmak için kullanmamızdan dolayı. lisede üniversitede mutlu olacağımızı, üniversitede okul bitince mutlu olacağımızı, okul bitince evlendiğimizde mutlu olacağımızı düşünüyoruz. bakalım hepsini yapınca ne olacak?
bitmek bilmeyen tüketme arzumuz ve isteklerimiz çok istemek halbuki kanaatli olsak yeter desek yok bir üniversite okursun ikincisini istersin ve bunun için hırslanırsın özünü kaybedersin ve bunu fark edince de hiç önemsemezsin zaten mutsuzsun birde onla mı uğraşacaksın zaten bitmiş battı balık yan gider.