Hareketsizlik. insan arzular ve bunun doğrultusunda hareket etmezse, ilerleme kaydetmezse modu düşer. insan da her canlı gibi hayatta kalmanın, içgüdülerinin gereklerini yerine getirme sistemleriyle burada ve ama yine hiçbir eylem yapmayıp tembel olan da o.
William Blake’in “Eyleme dönüşmeyen arzu, ruhsal bozukluğa yol açar” dediği gibi.
Farklı bir bakış aşısı olarak da temel canlı sorunları hariç her problemi insan kafada çözebilir inancındayım. Yani belki doğruca da düşünmüyordur oturup.
insanoğlunun en aciz hallerinden birisi bu, beklemek. hep bekliyoruz, her şeyi bekliyoruz.
insan bekliyoruz.
iş bekliyoruz.
para bekliyoruz.
hiçbir şey yapmadan bekliyoruz olduğumuz yerde durduğumuz yerde, durarak. bekledikçe hiçbir şey yapasın gelmiyor. çünkü beklemeyi tek çıkar yol olarak görüyorsun ve bir adım dahi atmıyorsun, olduğun yerdesin. odalara hapsetmişsin kendini, yatağa bağlamışsın bedenini, boşluğa dikmişsin gözlerini. ne beklediğini bilmez bir haldesin.
gelmeyecek ki.
hareket etmek aklına gelmiyor. istediğin her neyse ona gitmek aklının ucundan geçmiyor. onun, onların sana geleceğini düşünmekten 'gelmeyeceği' ihtimali aklına gelmiyor artık.
hayata bakış şeklimizin saparak elimizde olanlar, imkanlar ve gerçekte istediklerimize değil, başkalarının bizden ne bekliyor olabileceğine dönmesinden kaynaklı olabilir.
değiştirebileceğimiz değil değiştiremeyeceklerimize odaklamamızdan kaynaklı olabilir.
Kesinlikle doymayan ya da tahmin olmayan ruhtur. Şöyle ki maddi durumunuz çok iyi olurken bile mutsuzluğun dibini yaşıyoruz her zaman neden peki? Çünkü manevi doyum diye bir olayımız yok. işte o manevi doyumu bulabilmeniz için çaba sarf etmeniz gerekiyor. Aksi halde en mutlumuz Bill Gates olurdu.
liseyi kazandık, sevinemeden üniversiteyi kazanma zorunluluğu doğdu. üniversiteyi kazandık sevinemeden, çalışma zorunluluğu baş gösterdi ve okuyamadan bir iş bulma zorunluluğu başladı. sonra zoraki askerlik. sonra bir daha iş bulma. sonra terfi alma. sonra başka bir işe geçme. sonra başka bir işe geçme. sonra kariyerini baştan sona değiştirme planları.
adeta bir bilgisayar oyunundaymış gibi, zorla misyonları tamamlıyoruz. hiç tat almıyorum bu durumdan ve bu da beni mutsuz ediyor. bu durum çok yakın bir zamanda değişecek ama. bunu da biliyorum.
tek kelime kiyaslama...
ancak kiyaslama insan icin kacinilmaz bir durtu, basarili ve zengin insanlarda kiyaslama yapar kendilerini kotu hissettikleri zaman. tek yapmalari gereken goz ucuyla asagi dogru bakmak olacaktir.
mutsuzluğun bir sebebi olmayabilir. eğer mutlu olmak istiyorsanız mutsuzluğun da bu hayat içerisinde olan ve elbet bir şekilde yaşanması gereken bir his olduğunu kabullenmelisiniz. duygularla savaşmak yerine birlikte yaşamayı öğrenin.
Hayatı, başkalarının çizdiği çizgiler altında yaşamaktır.
her müziğin bir zirve noktası vardır gençler, o nokta ki ne kadar beklenmedikse o kadar yüreğinizi hoplatır.
o açıdan gidin ve o beklenmedik zirveyi tüm şarkınıza yayarak kendinizi şaşırtın!