Elindekilerle yetinmesini, hoşnut olmasını bilmeyen insanlar, kolay kolay mutlu olamazlar. Elbette ki kendimize hedefler koyacağız ve bunlara ulaşmak için çaba sarf edeceğiz ama önce elimizdekilerin değerini bileceğiz.
Doğu toplumlarındaki insanların ve özellikle biz Türklerin bir özelliğimiz, bir yaşam anlayışımız var: kendimizin olanı dahi çoğu zaman kendimizden saymıyoruz; her aşamada ve her konuda bir ideal üretiyoruz. ‘En iyi’ her zaman bizden uzakta ve başkasının elinde bulunuyor. Bu yüzden de sürekli olarak kendi hayatımızdakileri, yolumuzdakileri, elimizdekileri küçümsüyoruz. Bu da sürekli bir tatminsizlik duygusu oluşturuyor ve mutluluğa ulaşmamızı engelliyor.
beni mutsuz eden, hayatımda stress yaratan akraba, arkadaş şu bu vs demeden ne kadar toksit insan varsa çıkardım hayatımdan. telefonumu bile vermedim... telefonuma bile eklemedim.
dünyamı küçülttüm.
tüketim toplumunun karıştırdığı haz ne mutluluk ne ayırdını gözden kaçırmadan yaşamaya başladım. kendi içimde kendime sordum neyi seviyorum neyi sevmiyorum, ne beni mutlu ediyor etmiyor diye...
bedelleri oldu da... mutluyum diyemediğim zamanlarda bile en azından mutsuz değilim artık çoğu zaman.
yanı başımızdaki insanlar mutsuz edip canımızı sıkınca daha çok sinir ediyor bu umarsızlık. bir de pişkin pişkin halleri olmuyor mu ben ne yaptım ya dercesine. benden uzak olun zaten mutsuz bir insanım mutsuzluğumu pekiştirmeyin.
Uzun zamandır bu his ile birlikte yaşıyorum. Böyle bir duygu ile yaşamada tabi ki bir çok etken var. Derdim kederim kaderim mi oluyor bilemiyorum lakin hayat bana benim aldığımdan daha çok şey koparıp gidiyor. Bir parçam gölgemin üstüne düşüp toz olup rüzgarla savrulurken bana sadece arkamı dönüp iç geçirmek kalıyor.
35 yaşından sonra hayallerini gerçekleştirememiş herkesin kalbinde biraz olsun vardır. o yaştan sonra pollyanacılık oynamak da yetmiyor, hep biraz mutsuz ve öfkeli oluyorsun hayallerin gerçekleşmedikçe.
şahsen inanmaya ve şükretmeye devam etsem de hayallerim gerçekleşmediği için biraz mutsuz ve buruk olduğumu reddedemem. gerçekleşmediği sürece de hep biraz öyle olacak. Allah kötülüklerden korusun.
kimi zaman yeterince dogru empati yapıp insanlara yardımcı olabilmeme engel olan husus.
cunku bana gore mutsuzluk "tamir" edilmesi gereken bir sey.
ben hep isterim ki insanlar benle daha mutlu olsun.
ama iste her insan bir degil. herkes mutlulugu o kadar cok sevmiyor. kimi insan bir sure mutsuzlugunda kalmak istiyor. kimi insan mutsuzluk agırlıklı takılmayı seviyor vs vs.
siz de benle yeterince empati yapıp bana yardımcı olmak istiyorsanız ben mutsuzken beni neslendirin, olur mu? ben de bu modelim cunku.