mutsuzluğun en önemli sebeplerinden biri de bağırsaktaki bakteri zenginliğinin yitirilmesi. mutluluk hormonu olan serotonin 'in, yaklaşık %5’inin beyinde, geri kalanının ise bağırsak mukozası ve kan hücrelerinde bulunduğu biliniyor. bağırsaklarda bulunması gereken yararlı bakterilerin yani probiyotiklerin sayısında büyük düşüş olduğu zaman, zaten bağışıklık sistemi de zayıflar.
etrafınızda şükredecek onlarca şeyiniz varken değmeyecek şeyler için kendinizi yiyip bitirmenizdir. üstüne bir de o şükredecek şeylerin kıymetini bilmediğiniz için de yersiniz kendinizi afiyetle. yani gözü kör öden, etrafınızdaki güzelliklere arkanızı döndüren kısırdöngüler silsilesidir.
kendim için söylemek gerekirse birincisi verdiğim emeklerin boşa gittiğini görmek, ikincisi ise sevgime karşılık alamamaktır benim için. sonunda her şeyin altından kalkıyorum, ama bunların da yara izi olarak durmaları da hoşuma gitmiyor işte.
Kesinlikle hayallerin gerceklesmemesidir. Ornegin paranın olmaması, sevgilinin olmaması, ailenin vefat etmesi vb bütün her şey senin hayallerinin zıttıdır. Bu yüzden her zaman umutları, düşünceleri biraz daha aza indirmek lazim. Ne zaman kotu düşünüp iyi bir şeyle karşılaşırsak iste o zaman çok mutlu oluyoruz. Bunu unutmayalım. Beklentiler sadece uzer.
Bilinmeyen sebeplerdir.
Durduk yere bir öküz oturur içine. Sonrası aynı hikaye. "Lan neye üzüldüm de böyle dertlendim ki ben" diye kendinize sorar durursunuz. Cevap alabilene aşkolsun.
Şu bir haftadır yaşadığım saçma sapan olaydır sözlük. Oy ben nerelere gidem.