dertler derya, tek kaçış yolu uyku.. sürekli uyumak ister, asosyalleşilir. gerçek hayattan uzaklaşır, durgun, halsiz, düşünceli, bulunan her boşlukta uyunan hayata başlarsın. ama iyi olsun ama kötü rüyalara bağlılık başlar.. uyandığında kopamazsın rüyalardan, reel hayata dönüş zorlaşır, adapte olunamaz. bazen, senin gerçeklerin rüyalarda oluşmaya başlar..
kolaya kaçıştır bu aslında. uykudaki hayat, dertten uzak hayat. zaman kavramını yitirmeye başlarsın, dalgınlıklar, düzen bozulmaları, bunların da akabinde getirdikleri zaman geçtikçe artan sorunlar.. başlar.. başlar.. başlar.. hiç biri çözülmeden üst üste yığılırlar.*
gün geçtikçe batar, silikleşir, kaybolursun.. uykudan uyanmalısın artık,toparlamalısın, kendine gelmelisin ama kimse yol göstermez,yardım etmez, teksindir bu yolda.. kendinle savaşmak, çabalamak yerine bir elin uzanmasını bekler, kurtuluşun da kolayına kaçarsın. * gelmez o beklenen el, kaybolup gidersin hayatta. yüzleşmezsin sorunlarla. sadece uyursun, saatlerce, herşeyden uzak, ölü gibi..
yaşamaktan uzaklaşma isteğidir. geçici bir ölüm istemektir. geceleri bile uyuyamayan insansanız, çok şaşırtır sizi. endişelendirir de. psikiyatri uzmanları, bunun ruh sağlığı için tehlike sinyali olduğunu söylerler. gözlerinizi açmak, yaşamak, bakmak, görmek, duymak istemezsiniz işte. hissetmek istemezsiniz. ağır bir durumdur bu.
mutluyken kazanılan fazladan canlılığa paralel olarak mutsuzkende edinilen durgunluk sonucunda ve kötü şeylerden kaçma isteği sonucu olayı uykuya bağlamadır.
belki tüm bunlar bir kabustur diye düşünüp du bakim uyuyayım kesin kabus abi gibisinden düşünmedir.ama uyu uyuda nereye kadar.kalktığında herşey seni beklemektedir.
uyurken düşünemediğin için başvurduğun yöntemdir. uyanınca biir süre boş boş etrafa bakarsın, hafiflemiş hissedersin, birden aklına gelir ve tekrar yastığa gömülürsün.
ugrastıgınız iş için sabah 4lere 5lere kadar oturdugunuz bilgisayar basından, işiniz bitmemiş olmasına ragmen 12de kalkma ihtiyacı duyuyorsanız, oradan kalkıp uyumak istiyorsanız, yatagınıza uzanmıs olmanıza ve gercekten uyuyup hepsinden kurtulmak istemenize ragmen uyuyamıyorsanız; mutsuzsunuz.
bunun yanında zaten uyusanız da, yorgunluktan sızıp kalsanız da hicbir yere kactıgınız falan yoktur. ruyalarınız size daha beterini yasatacaktır zira.
uyurken geçen zamanlardaki mutluluğa önem vermemek demektir, bu yönüyle üzücü bir durumdur.
mutsuzluğu kabullenip de uyumak, yenilmişliktir daha çok. mutsuzluğu kabullenmek demektir. dahası rüyalarımızdaki mutluluktan vazgeçmek demektir.
mutsuzken uyuyunca, rüyasında kelebek gören kaç kişi var ki.
mutsuzken sürekli uyuma isteği, rüyada kelebek görme ihtimalini yok etmek demektir.
iyi bir ilaç. dengesiz şeyler yapmaya mani olur ve zaman hızla geçtiği için sorunlara kendiliğinden düzelme şansı verilmiş olunur. ancak hareket edilerek çözülecek problemlerde icraat daha önemlidir. ani kararla yanlış yapmaktansa uyuyup, mutsuz eden sebeplere karşı saldırganlaşmadan akıllı tepki verecek sukuneti yakalmak evladır. (bkz: depresyon)
daşarının o mutsuzlukta insana hiçbir vermeyeceğini düşünen bünyenin, gözlerini açmak istememesinden; hiçbir şeyi görmek istememesinden kaynaklanan isteğidir. zamanın tam ortasından değil de etrafından geçmek istemesidir.
azaltmayan masumluktur acıyı. dünyanın en masum eylemidir uyumak, acı ise kirletir. kirlenmekten korkmak en büyük acizliğidir insanoğlunun, uyuyunca sadece zaman geçer ki, acı dinmez. herşey zıttıyla vardır bu dünyada , uykunun sonu uyanmaktır oysa.
--spoiler--
Her gece saat biri çaldığı zaman garip bir his kaplar içimi. Uyusam şimdi derin ve bir daha uyanmasam.
--spoiler--
depresyon ve sıkıntılı dönem geçiren insanların sığındıkları eylem. unuttuklarını sanarlar. ama maalesef ki yanılırlar. sıkıntılar uyuyarak sadece erteleniyor. uyanınca makara baştan sarıyor. major bir depresyon geçirdiğim dönemde akşam saat 7 de ilaç alarak uyuyup yarın saat 11 de uyandığımı bilirim. faydası olur sanıyordum acılarımı hafifletmeye ve unutmaya ama yanıldığımı bu alışkanlığımı bıraktığım zaman anladım. uyanık kalıp savaşmak zor olsa bile daha kestirme bir yol olsa gerek.
mutsuzluk, kişinin içindeki yaşama sevincini boğan, gülmeyi gülümsemeyi unutturan bir hâldir. içine oturur insanın, külçe gibi yığılmıştır resmen.
güçsüz hissettirir o kişiye. çünkü her mutsuzluk aslında bir başarısızlığın ürünüdür, kimi insandan kimiyse tanrıdan kaynaklanan. hâliyle yaşanan güçsüzlük, ruhun beyaz bayrak sallama isteği ve çöken hüzün sabitleştirir kişiyi olduğu yerde.
...ve uyumak, en iyi durumdan en kötüsüne herkes için beynin offline olduğu bu dönem, her ne kadar ömrün üçte birini alsa da yaşanmamış kısımdır. e eğer kişi hayat tarafından yenilmiş ise mola alma isteği duyacaktır bir nevi. uykudur bunun adı, uyumaktır bu kısa süreli kaçışın adı.
bu nedenle duyulan bir istektir, öyle ki bâzıları bir daha hiç uyanmama temennisi ile uykuya dalmaktadır.
mutsuzken hiç uyuma isteği olmamasından daha avantajlı bir durumdur. en azından uyuyarak zaman daha cabuk geçebilir.zaman da herşeyin ilacı sayıldığına göre güzel bişi işte. *