Bazı insanlar için elzem. Bir arkadaşım var çok özgüvensiz. Özgüvensiz olmak için nedeni de yok hasta. Tanıştığı insanlar bunu hemen farkediyorlar ve kadını kullanıyorlar. insanlar o kadar acımasız ve bencil Ki! Bende arkadaşıma insanlardan bir süre uzak durmasını soyledim. Önce kendi problemlerini çözmeli. iyi insanlar çok azaldı.
Eğer yalnızlığa alıştıysan, yalnız yaşamayı kabulleniyorsan, bana göre en doğrusudur. insanlar çok nadir mutluluğa sebebiyet verir. Sevgili durumları dahi öyle. Seversin edersin ama ayrıldığın an herşey çöpe gider. Kederine katlanmaya deymez. Hee hakiki dost vardır, tadından yenmez. Gerçek dost olduğuna inanıyorsan eğer, aradaki bağı koparmamak gerekir.
işin ilginci insanlardan uzaklaşmayı kötü tecrübeye bağlamış çoğu kişi. toplumun,kişilerin beklentileri belki çok sığ geliyordur, günlük aptal dertlerinin geçici olup 3 gün sonra yine üzüleceklerinin farkındadır. hele günümüz toplumlarının sosyalleşme ve eğlence anlayışına bakılırsa yalnızlık gayet mantıklı bir opsiyondur..
her türlü mutsuz olunacaksa, insanlara yakın olarak, en azından biraz ümit besleyerek, geçici mutluluklarla kendimi avutarak geçirmeyi tercih ederim, düşüncesiyle anlamsız bulduğum ifadedir.
bunu diyen birinin psikolojisini anlamak lazım aslında; elbet yasadığı kötü bir tecrübe itmiştir böyle hissetmesine,düşünmesine,insanlardan ürkmesine. onu cesaretlendirmek gerekir. çünkü uzak durarak da aslında mutlu olmuyordur. her halükarda mutsuz olacaksa, en azından bir şeyler denemelidir, girişimde bulunmalıdır bundan sonraki aşamalarında hayatının. kendini insanlardan çekmek sadece kişinin kendisine zarardır. çoğu zaman insanlar bunun farkına varmıyor çünkü. yalnızca kişi kendini yalnız bıraktığıyla kalıyor.
inandığım,bildiğim bir şey var. dünya bizim için sonlanana dek düşünmeye,anlamlar aramaya devam edeceğiz (her konuyla ilgili) bunu ara sıra da olsa unuttuğumuz o kısa anlarda biraz da 'düşünmemeye' ihtiyacımız var. benim,bizim,hepimizin...
en mantıklısıdır. huzur insansızlıkta gençler, hayatımın en mutlu en huzurlu yılı kendimi eve kapattığım derslerle müzikle kitaplarla oyalandığım yıldı. sonra bir ilişkiye başladım ve artık o aşamaya gelmem için tekrar o kötü süreçleri yaşamam gerekecek. bu da böyle bi anım.
özet: yalnızlık ve beklentisizlik mutlu eder.
ne kadar gizleyebilir bir maske ardındakini?
ne kadar yaklaşabilirsin uçsuz bucaksız bir karanlığın içindeki kötüye?
ne kadar kaçabilirsin yaşamaktan?
kaç kere yakalanabilirsin tekrar hayata?
maskemi çıkardım. insanları istemiyordum artık. bir duvar ördüm. taştan, beyaz bir duvar.
ardında çocuklar oynayacaktı belki. sarhoşlar işeyecekti geceleri.
bilmeyecektim hiçbirini. arkamda bıraktığım dünyaya çektiğim duvar daha güçlü kılacaktı beni.
sonra, incinmemeyi öğrenecektim. üzülmemeyi.
önce insanları hayatıma dahil etmemeyi ama. sonrası gelirdi nasıl olsa. geldi de.
bir tercih, bir seçim, bir vazgeçiş.
ne kadar uzak bir hayal, ne kadar yakın bir gerçek.
ve gülümsemelisin şimdi.
olduğunu sandığın insana inat, kendini sakındığın topluma inat, bir adım geride duracaksın daima.
çekeceksin kendini. nasıl olsa gelmezler. hiç gelmediler. hep vardılar ama. artık yoklar.
bir kere sevebilirsin. bir çok kez incinirsin.
ve bir kere gelirsin hayata. ömrünü harcayış şekline karışamam da, yazık ediyorsun kardeşim.
en çok da kendini sakındığın zaman belki.
"...ama böylesine ihtiyatla ve kendimi böylesine sakınarak zevk almaya çalışırsam,
benim için artık bir zevk olmaz ki bu."