sevgili uzakta yada yok ne farkeder ...
yagmurda yürürken önünden birbirine sarılmış çift keçer bir şemsiye altına sığınmış,
acele ediyorlar,mutlular,islanmak güzel ama sarılmak daha da güzel.
dudağında sahte bir gülümseme belirir, -gençlere bak, der gibi ama onların yerinde olmak istersin.
tam şu an. yani; sevdiğin insansız geçen her anın anlamsız ve boş geldiği, ama lanet mesafeler yüzünden elinden hiçbir şey gelmeden, onsuz, tek başına odanda sessizce ısınmaya çalışarak, bu satırları yazdığın an.
herkez işten çıkmak için sabırsızlanıyor böyle nasıl mutlular nasıl heycanlılar. son makyajlarını yapıyorlar saçlarını düzeltiyorlar. ben böyle sadece arkalarından baka kalıyorum. herkes gigiyor ben çalışmaya devam ediyorum ya işte o an çok mutsuz hissediyorum.
ne kadar çabalarsan çabala, ne yaparsan yap yine de yetersiz kaldığın, bir kenara itildiğin anlardır. ağlamak istemediğin halde seni zorla ağlatan insanların sahte gülücüklerle çevreni kuşattıkları anlardır.
sen biraz olsun özgürlük derken insanların inadına seni kafese tıkmalarıdır.
boğazıma bir zerdali parçasının ısırılmadan ve çiğnenmeden takıldığı hissini veren, gözlerime durmaksızın yakıştırılan veda bakışları anlarıdır.
ki bu karalama cümle bile bir küçük zerdalidir,kahrolası ben.