çok şey değil sadece güvenle yaslanabileceğimiz bir omuz istiyoruz. sanki bir dağa yaslanmış gibi hissettiren adam gibi bir adam istiyoruz. sevmek istiyoruz. sevgiye inandıracak kadar çok sevilmek istiyoruz. bunları verebilecek bir adam için normal bir kadın dünyayı bu adamın önüne serer.
Dinlenmek değil anlaşılmak ister. Karşısındakinin ne hissettiğini duymak ister. Bazen şevkat, bazen de çocuk gibi oyun oynamak ister. ikinci plana atılmayı değil başrol olmayı ister. Ve aslında bu saydıklarım ve sayamadıklarımın ana fikri olan eylemi ister: Sevilmek. Ama öyle çağımızdaki sevmek sanılan; stratejiden arınamamış, buram buram saygısızlık kokan, ego tuğlalarıyla örülü, karşılıklı değer verilmeyen, çarpık duygu yığınları altında kalmış sevmelerden değil. Benim tabirimle anam babam usulü sevmeler ister.
mutlu eden mutlu olur, kadın mutsuz ise mutlu etmiyordur onu mutlu etmekte mutsuzluğu doğurur bu kısır döngüye giren mutlu, mutlu, mutlu bana bişeyler oluyor.
mutsuz bir kadın istediği bir şey kalmadığı için mutsuzdur. Bu sebeple istediği hiçbir şey olmayan kadındır.
Kadın ki, milyonlarca kötü şey içinden tek bir umut bulup tutunur, gülümsemeye gayret eder. ta ki o son dalı kırıncaya kadar biri, zaman veyahut hayat.
Kadın mutsuz ise kaybetmişliğini cesurca yaşıyor demektir. dibe vurdu, su yüzüne çıkmayı bekliyor demektir.
Kadın gücünün farkına vardığında mutsuz olur ancak. Çünkü ancak gücünün farkındaysa göze alabilir mutsuzluğu.