kimsenin bildiğini düşünmüyorum.eğer bilselerdi birbirlerine bu sırrı mutlaka verirlerdi ve dünyada mutsuz insan kalmazdı.bizlerse mutluluğu hep elinden kaçıran insanlar sinsilesiyiz.bu yüzden yoktur bunun bir sırrı.
bazen ufak ufak bir gülümsemede, bazen ufak bir ayrıntıda, bazende bir dedenin yüzündeki çizgilerinde saklı olan sırdır.
(bkz: açmayın dedeler)
çocuk dedesine sormuş:
dede, nenem ile kaç yıldır evlisiniz?
- 40 yıldır evlat. demiş dede.
- peki ama dede, ben sizi hiç kavga ederken görmedim bunun sırrı nedir?
- otur evlat anlatayım.
evlat biz ninen ile evlendiğimizde elde avuçta bir şey yok,
kimsemde yoktu.
ben neneni bizden oldukça uzaktaki köyden aldım,
nikahımız kıyıldı,
benim at arabasına nenenin üç beş eşyasını attık ve bizim köyün yolunu tuttuk.
yolda benim atin ayağı sürçtü ve tökezledi.
-ben "bu bir" dedim. devam ederken bir daha tökezledi,
-ben yine "bu iki" dedim. köye de daha epey yolumuz vardı,
bizim atın ayağı bir daha tökezleyince
"bu üç" dedim ve çektim belimden silahı,
ati orada vurdum.
ben atı vurunca nenen başladı bana söylenmeye.
"biz simdi nasıl gidiceğiz,
niye durup dururken atı vurdun.
sen de hiç akıl yok mu. bu eşyaları nasıl götüreceğiz"
-ben de döndüm nenene
"bu bir" dedim.
o gün bugündür, gül gibi geçinip gidiyoruz.
--spoiler--
Birkaç saat mutlu olmak istersen balığa çık..
Birkaç gün mutlu olmak istersen tatile çık....
Birkaç ay mutlu olmak istersen evlen....
Ömür boyu mutlu olmak istersen işini sev......
--spoiler--
mutluluğun sırrı; mutluluğun sırrı ne ki lan? diye araştırmamaktan geçer. sır mır yok zaten amuha goim kekliyolar lan sizi. pozitif olmaya bakın yeter.
nietzsche'ye göre unutmak, bana göre ikilemlerden kurtulmak ve sadece "o an"da var olmak. o anda güzel bir şeyler yakalamak. sevgi olmadan da hiçbir şey olmuyor ayrıca.
mutlu olacagim diye kasmamakta, biraz olaylari akisina birakabilmekte, biraz da bazi olaylarin oyle olmasi gerektigi icin olustugunu kabullenmektedir. ne kadar kasarsak o kadar dibe cokeriz cunku.