Hiçbir şeyi umursamamak, rahatlığın ve mutluluğun saklı olduğu yerdir. Hep bir şeylere bağlı bir şeylere muhtaç yaşanılırsa asla mutlu olunmaz. Bağımsız olmak en iyisidir, özgürlüktür, mutluluktur.
mutuluk annene sarıldığında, bir yetimi sevindirdiğinde, bir amâya hizmet edip onun mutlu olduğunu gördüğünde, yağmurun sesini dinlediğinde, sevdiğin birisine bunu söylediğinde ,oralarda bir yerdedir .saklanır, bazen çıkar, bazen onu hissetmenizi sağlar çıkmaz...
çünkü biz izin verdikçe üzülmeler,bizim yüzümüzden kendimize çektirdiğimiz onca acı .
oysa mantikli olsak,mutlu olmayı,önümüzdekileri,hayatın ne denli kısa ve üzüntü ile geçmeyecek kadar akıcı olduğunu görürdük.
önemli olan,yani başımızdaki mutlulukları görebilmek. zor olan da budur sadece.
mutluluk hep içimizde aslında ama her zaman ortaya çıkamıyor. onu çıkarıcak bir şeylerin olması lazım. çıktığında, hiç daha önce yokmuş da şimdi gelmiş gibi hissederiz ama o aslında hep vardır. ve bir şeyin gelip onu çıkarmasını beklemektedir.
yani aslında önemli olan mutluluğun nerede saklı olduğu değil onu neyin ortaya çıkardığıdır.
kimi zaman eline konan minicik uğur böceğinde, kimi zaman dört yapraklı yonca bulma ihtimalinde, kimi zaman kaydıraktan kayan çocuğun tebessümünde, kimi zaman babanın heybetinde, kimi zaman annenin ninnisindedir mutluluk.
evet saklıdır, o yüzden negatif, depresif insanlar çığ gibi büyümektedir.
evet saklıdır, saklıdır o yüzden görebilenlerler kadar azdır gerçekten mutlu olmayı becerebilenler.