mutlulukların anlık,acıların ve üzüntülerinse daha uzun vadeli olması durumudur
acı veren kişiler olaylar daha uzun süre akılda kalır,hatırlanır;mutlu anlarsa hatırlandığında bile hüzünlendirebilir
sevgiliyle olmak mutlu eder ama ayrılık acısı hayatınızda herşey yolunda gitse bile devam edebilir,nüksedebilir
geçmişte kalan mutluluk hali bile şu an mutsuz olan insan için acı sebebidir
mutluluk uzun sürdüğünde anlamını yitirebilir ama acı biraz daha anlam kazanabilir
işbu sebeplerden dolayı;mutluluk oluşmuşsa,sebeplere sıkı sıkıya sarılmalı ve değeri bilinmeli.
zevk ve mutlulukların zevali dahi elem olması ile hasıla gelen durumdur. sevdiklerinle birlikteyken bile mutluluğunun sona ermesi düşüncesi, bile insan elem vermesi ile örneklendirebileceğimiz olay.
sevgilini görürsün saatlerce günlerce ama sana o sanki bir dakika gibi gelir. günler nasıl geçer anlamazsın. zaman makinesinden önce zamanı durdurma makinası istersin. o mutlu mesut anlarında.
ya o dönüş, ya o gidiş yolların uzaması tekrar bir daha ne zaman görücem umudu arada geçen vakit dilimi. onlar geçmez hiç bir zaman acılar uzun sürer...
çünkü insan mutluluğu sever onu delicesine ister ve çok istediği için sahip olur.bunun kısa veya uzun süreceğini zaman gösterir. acı ise istediği şeylerin olmadığını gören kişi bunu dramatize eder ve böyle yaptıkça acının süresini kendi istediği için uzatır. çünkü o, acı çekmek istiyordur.
oturup da mutlu olmayı beklemektendir belki de. hiçbir çabada bulunmayınca kendi kendine gelmiyor ne yazık ki. mutlu olmayı öğrenmek gerek. ama sen gel de bunu acı çeken kalbe anlat.
mutluluğu, anlık bir ruh haliyeti olarak gören insan yanılgısıdır. anlık olan şeyler zevklerdir. zevk almak ve mutlu olmak ise farklı şeylerdir. mutluluk; insanın genel anlamda kendini iyi hissetmesi, yaşamaktan gerçekten memnun olmasıdır.
mutluluğun bir anlık yaşanılan bir duygu olmasının yarattığı bir durumdur. oysa acı öyle bir anlık değildir, insanın içini oyar da oyar. yarayı kanattıktan sonra bırakır peşinizi, şimdi yarayı kapamak için yeni bir mutluluk gerekmektedir.
kimi zaman küçük bir şey bile acı hatıraların gözde canlanmasına yetebilir. ama mutluluklar öyle midir? belki de nankörlüğümüzdendir ya da her zaman daha fazlasını istememizdendir kim bilir? oysa mutluluklarımızı büyütmek de bizim elimizde değil midir aynı acılarımıza yaptığımız gibi. ama gel gör ki, belki de kolaylığından (ya da işimize öyle geldiğinden) beynimizde bir şeylerin yerini büyütmek için daima acı hatıralar seçilir. yazılan şarkılar da bunun kanıtıdır. mutluluklar çok nadir işlenir, her zaman acılar yer alır mısralarda...
tanım: mutluluğun, ne kadar çok olursa olsun, kişiyi doyurmadığının kanıtı olan durum.
subjektif (psikoljik) zamanla kavramı ile açıklanan durumdur. zaman algımız, içinde bulunduğumuz duygusal durumlara göre değişir: esner, sertleşir, sertleşip götümüzde depreşir ya da kaliteli bir şarap gibi boğazımızdan bir anda ılıkça kayabilir.
"eğer keyifliyseler, ölümlülerin hayatı su gibi akıp geçer.
mutluluğu hüzne,acıya dönüştürmek kolay ve anlıktır
acıyı mutluluğa dönüştürmekse uzun zaman ve gayret ister
uzun süren acıda sebepler unutulmaz,irdelenir,çoğaltılır
uzun süren mutlulukta ise sorgulama başlar,mutluluk nedenleri etkisini yitirir
mutluluk güzelleştirir
acı da.
büyük zahmetlerle bazen yıllarca çabalayıp elde edilenden anlık keyif alıp hemen daha iyisini daha zorunu istemek.
kısa süren mutluluk değil,uzun süren doyumsuzluktur.