Prof. Dr. Zeynep cihangir cankaya bir yayınında ‘mutluluğu’ içinde bulunduğun hayata yerleşebilme hali diye tanımlamış. Böyle sandalyenin ucunda oturur gibi değil de baya rahatça yerleşmek.
Nilgün Marmara aklıma geldi ne diyordu bir şiirinde
‘’bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer…’’
Bu mutsuzluğu genç yaşta hayatına son vermesine neden olmuş…
Mutluluğa yatkınlığın yüzde ellisi genlerle ilgiliymiş. genlerden yana şansınız yoksa nilgün gibi, hayatınıza rahatça yerleşebilmenize engel olan kaygılarınızı, endişelerinizi bir kahraman gelip de ortadan kaldırmayacak, tek tek kendi elinizle ortadan kaldırmalısınız. Mutlu olmak için de emek sarfetmeli yoksa o dipsiz kuyudan çıkması çok zor…
Mutsuzlukla değeri artan his.
Mutlu olmak için mutsuz olmak gerekir.
Mutluluğu tanırız da mutsuzluğu sormak lazım.
Nerede değilsem orada çok mutlu olacakmışım gibi gelir diyen de var.
Öznel olarak iç gıdıklanması şeklinde tanımlayabilirim. Başkalarında da dışarıdan bir coşkunluk hali olarak gözlemliyorum.
Sürekli olmayan ara sıra gelen bir titreme gibi.
bunun tanımı için fiyakalı laflar yapılması bir yere.....
bazen çay ve sigaradır mutluluk.
ekmek peynir domatestir icabında.
bayram harici et görmektir sofrada...
bir dostun yanında icabında sessizce oturmaktır.
kaosa ve çıkmaza çözüm aramaktır da!
üşüyen ayağa giyilen yün çoraptır.
olmayan baskısına ulaşmaktır sevilen kitabın...
saçak altında yağmurla beraber düşlere dalmak da mutluluktur.
bir ihtiyarın müşkülünü çözmek de...
eski bir kokuyu duymaktır.
hasta ziyaretidir bazen.
slogan atmak ve yazmak da dahildir buna.
av'da ''suyunu bulmaktır'' balığın!
tövbe etmek ve yeni bir yol izlemek de mutluluktur.
malın güzeline denk gelmek de.
yeni bir vasıta'ya sahip olmak...
eski bir fotoğrafa bakmak da.
dostla girişilen kavga...
kayıp eşyayı bulma
hepsi dahildir mutluluğa.