'' ayşegül... hayatın diğer adı. işte bıraktı gitti beni.
+ haksız mı evladım?
haksız. hiç kimse terk edip gitmemeli beni, kimsenin böyle bir hakkı olmamalıydı.
+ ne kadar huzurluydu? kendi gözlerin ile gördün evladım.
gözüm kör olsaydı da görmeseydim. ayşegül u. 30 yaşlarında, bensiz ve huzurlu. tarih kitaplarına kara bir leke olarak geçsin bugün.
+ bir gün olsada huzurlu kılsaydın kızımızı, bu böyle olmazdı evladım.
olurdu, olurdu. dünyanın bütün huzurunu paket yapıp gelseydim yine kabahatli ben olurdum. hiç tanımadın mı sen beni?
+ tanımadım evladım.
tanımadın, evet tanımadın. senin yüzünden, senin yüzünden haritalarda nokta büyüklüğünde, bayrağı belirsiz, bayrağı tanımsız küçük bir afrika ülkesi gibi kala kaldım burada ya! ''
Şu lanet olası son üç gün psikolojik olarak o kadar yıpratıcı geçti ki,ama az önce öğrencimle ilgili aldığım güzel bir haberle şu an yerimde duramadım,teşekkürler mutluluk.
Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumunda olmaktır derler. böylesi varsa, muhteşem bir duygu yaşamaktadır. Kıymetini bilmelidir.
üzüntü ile sürekli yer değiştiren duygudur. hayatta hep mutlu olmak diye bir şey yok, hep üzülmek diye de bir şey yok. çünkü bu iki duygu birbirlerini takip eder.
elde edemediğim nadir şeylerden bu hayatta mutlu olamayacakmıyım şeklinde düşünceler kafamda dolanıyor uzun zamandır. mutluluk neydi onu bile unuttum neredeyse mutlu olmak için canımdan dahil vaz geçerdim de mutlu olamıyoruz işte bizimde çilemiz derdimiz bu her halde.