-bak bu resimde mutluluğun resmini çizdim
-Naaptın?
-Mutluluğun diyorum resmi bu
-Ha hangi kısmı?
-Tamamı
-Ya bu çiçekler var ya özellikle onlar mı vurguluyor mutluluğu?
-Evet nasıl göze çarpıo hemen değil mi olmuş mu?
-Ya olmuş gibi ama benim anlamadığım çiçekler mutlu gibi bir vurgu mu var yoksa biz mi bu çiçekleri görünce mutlu olmalıyız?
(bkz: dumur)
soyut ve somut kavramları zihninde tam olarak oturmamıs ya da resimden nefret eden kisilerin çizmekten nefret edecegi bi resim çalısması konusudur.orta ögretim sıralarında idealist resim ögretmenleri zırt pırt mutlulugun resminden sorumlu tutarlar.ama hiç düsünmezler "bu çocukcagız mutlulugun resmini çizecekte ne b.kuna yarayacak ilerde" diye.
-evet arkadaslar bugünkü konumuz mutluluk,herkes kendine göre bir mutluluk formu olustursun kagıdında.
+hocam nasıl yani?
-mutluluktan senin için ne demekse onu çizeceksin Baturcan.
+(of yaaa) hocam ben çizemem ki oyle entel dantel resimleri,hem aklıma birsey gelmiyor.
-yav seni mutlu eden birsey yok mu esek evladım?
+yani beni mutlu eden her seyi çizebilir miyim suan?
-evet!
+peki hocam bunu siz istediniz,bir zahmet arkanızı dönebilir misiniz lütfen?
-aaaa üstüme iyilik saglık,pis sapık.
+ama hocam,bugün giydiginiz tangayı görmek benim için sonsuz mutluluk kaynagı olacak.
Tuncay-bana mutluluğun resmini yapmanı istiyorum.
Osman-Tamam abi ayıp ettin hemen yapayım.
iki bişey karalar ve durur birden
Tuncay-ne oldu niye çizmiyorsun?
Osman-abi formülünü biliyorum ama değişkenlere değer veremiyorum.karar veremedim kimin anne kimin baba olacağına.
Tuncay-bi bok anlamdım.Ne annesi ne babası?Onlar ne geziyorlar bu resimde?ayrıca ne formlü resim de yaw?
Osman-Abi dur kımıldama.sabit dur.
Tuncay-niye beni şisman çizdin hem ayrıca niye kendini çizdin?
Osman-abi işte mutluluğun formülünden gittim.Mutluluğun formülü çok açık bir sen bir ben bir de bebek
tuncay-bööööööö.Peki bebek nerde?
Osman-Sey işte...hmmm ..şey senin içinde...
Tuncay-Göt gibi olmuş.
mutluluğun resmini çizmeden önce bilmek gereken bazı resim kuralları vardır. işe bardak, çaydanlık altlığı, kahve fincanı ve altlığı, cezve gibi tek objeler çizerek, göz ve el arasındaki iletisimi kurmak için 35*50 çizimlere baslanır. ardından birden fazla obje çizerek kompozisyona geçilir. kompozisyonda silindirik objelerin yanına kibrit kutusu, ilaç kutusu, kitap gibi dikdörtgen objeler verilir ki, göz gelişsin. el kompozisyonu oturtacak hakimiyeti kazandıktan sonra ve objelere karsı bir bakıs açısı gelistirildikten sonra, organik ve mekanik objelere gecilebilir. bunlar kurutulmus nar ve ütü olabilir. ardından ısık- gölge denilen kademeye geçilebilir. bunu öğrenmenin en iyi yolu beyaz bir kumas çizmektir. gün ısığında bir yere asılmıs gömlek, ya da bir sekilde düzgün olarak yerlestirilmis düz beyaz bir kumas olabilir bu. kisi, mutluluğun resmine gecmeden önce ısık- gölge öğrenmelidir ki, figürlere geçebilsin. kumasla beraber kompozisyonlarda da ısık- gölge öğrenilerek çizim ilerletilir, mutluluğun resmine adım adım yaklasılır. artık ısık gölge az cok öğrenilmisse ve objeler sorunsuz çiziliyorsa figürlere geçilebilir. figüre gecildiğinde yan konular olarak bir iki tane hayalden obje kompozisyonu da yapılabilir. örneğin aynı boyutlarda 6 tane küp, kompozisyon kurallarına göre 50* 70 kağıda çizilebilir. ardından modelden bakarak figür çalısmalarına geçilir. figür çalısmaları devam ederken, gözlem yapmak, devamlı çalısmak, eskizler almak önemlidir. figürle beraber kompozisyonu unutmamak gerekir. zaman ilerledikçe kompozisyonlar zorlastırılabilir ve de göz figüre alıstıktan sonra hayalden figürlü kompozisyona geçilebilir. bu kompozisyon bir mekan içinde olur, çok çalısılması ve gözlem yapılması gereken bir durumdur. tecrübe, bakıs açısı, hayal gücüyle ilerleyen hayalden figürlü kompozisyonlara gülhane parkı arkeoloji müzesindeki yunan tanrısı harikası heykel abilerimiz çizilerek destek verilebilir. ardından sınav zamanı gelir, baraj sınavına girilir, bu sınavdan geçilir, bölüm sınavına girilir, soru beklenir, hoca gelir, konumuz mutluluk der, gider. burada bir düsünce sarar insanı. ben ne zamandır çiziyiorum ama hic mutluluğu cizmeyi düsündüm mü? cevap tabii ki hayır dır. o kadar geyiği çevrilmistir, gayet hayattandır, ama çalısılmamıstır. sonra bunalıma girilir, mutluluğun resmini çizemiyorum denir. sınavdan çıkılır, anlasılır ki, mutluluğun resmi bu kadar eğitimden geçmesine rağmen çalısılmıs olmalıdır. ya da en azından üzerine düsünülmüs olmalıdır. sınavlara 1 ay kala sinirleri yıpranan yazarlara açılmaması gereken konulardır, mutluluktur, ellerinden öpülür.