ne zaman mutlu olsa ya da hayatının düzene girdiğine inansa her şeyin boka sardığını bilendir. özellikle hayattan bu iki adi beklenti içinde olmayacağını öğrenmiştir. ne zaman birini sevsem, aşık olsam kıvrandırdı, düşman oldu, elimi kolumu bağladı, yerimde saydım durdum; ne zaman bir işe girsem çalışsam ya patron yavşak çıktı ya iş yeri kapandı. ne zaman kendimi bu beklentisizliğe, mutsuzluğa alıştırmayı öğrendim işte o zaman hayatım hades e akan nehirler gibi duruldu. o süre içinde düşündüm, sanki beklenti içinde olduğumuz şeyler çok büyük şeylermiş gibi üzüldük, kendimizi yıprattık. ben artık mutluluk denen orospuçocuğu duyguyu ve düzen denilen o dayatmayı hayatımdan çıkardım. birileri gelmiş, kuralları koymuş, sen şurda yaşayacaksın, şu maaşı alacaksın, şu insanla beraber olmayacaksın, şurada gebereceksin demiş. biz de ona göre mi yaşıyoruz! had lan ordan. dünya kocaman saçmalıklar üzerine kurulmuş.
Babası gibi olmak istemeyen erkektir. "Düzenli hayat = mutlu hayat" yanılgısının farkına vardıktan sonra kemikleşmiş bir hayat istemez ve bu sebeple olabildiğince kafasına eseni yapmaya çalışır.
Hatırlatayım,
''Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.''
-John Lennon