mutlu tönbekici

entry35 galeri1
    26.
  1. 27.
  2. Ece temelkuran'ın daha az sallananı, daha az önemseneni.

    Yilmaz özdil'in yazdığı " benim neslim" yazısına kapasitesi ölçüsünde cevap vermiş. Demiş ki senin neslin beş para etmezdi, e yılmaz da onu demişti zaten bacım. Neyi eleştiriyorsun.

    Ayrildiklari nokta, bu tönbekici insanı, şimdiki türkiye'de işlerin iyiye gittiği ve demokraasinin geldiğini savunması.

    Evet tonbekici, işler iyi. Senin gibi kürtperver bunyeler için işler iyi. Apo için işler iyi. Hücresi genişletilecekmiş falan.

    Ahmet şık, nedim şener, soner yalçın gibi satılık, dönek faşikler için işler pek de iyi değil.
    0 ...
  3. 28.
  4. haberde yayınlanan ve Mehmet Ali Önel in hazırlayıp sunduğu Deşifre programında geçen hafta damacana suları işlendi.

    Program yapımcıları suları analiz ettirdi ve ortaya korkunç bir sonuç çıktı: Piyasadan alınan 55 örnekten 42sinde yoğun bir şekilde mikrop var. Bu mikroplar lağım suyundaki mikroplarla aynı. Yani suyumuz affedersiniz ama- boklu.

    Haber hızla yayıldı. Başka gazeteler ve televizyon kanalları da konuyu işledi. Bir hafta boyunca hemen hemen her gün bir yerlerde rastladım.

    Başbakan, Bilgi Üniversitesinin bahçesinde yapılan bir festivalde gençlerin içki içmesi konusunda aradan iki hafta geçtikten sonra şöyle bir açıklama yaptı geçen gün:

    Soruyorum: Bir üniversitenin içinde restoranlarda alkol satışına izin verilebilir mi? Böyle bir şey nasıl olur? Öğrenci oraya gelip alkolü alıp kafayı mı bulacak, ilim alıp kendini mi bulacak?

    Başbakan içki kültüründen gelmediği için “etrafta bira varsa muhakkak alkolik olunur, muhakkak sapıtılır, muhakkak dağıtılır fikrinden yola çıkarak bunu söylüyor. Kafayı bulmak isteyenlerin üniversiteye ihtiyacı yoktur. Her içki içildiğinde kafa bulunmaz demenin manası yok biliyorum ama yine de demiş bulundum.

    Fakat benim burada takıldığım şu:

    Başbakanı, bir üniversitenin bahçesinde eğlenmek isteyen gençlerin içtiği bira şahsen ilgilendiriyor ama 15 milyon istanbullunun boklu su içmesi hiç ilgilendirmiyor.

    Bugün, damacananın içine temiz su doldurmuş olmanın da manalı olmadığını öğrendik. Damacananın bizzat kendisi kanserojen madde imiş! Soğukta ve sıcakta suya geçiyormuş.

    Sağlık Bakanlığı konuyla ilgilenirmiş gibi yaptı, program yapımcılarından analiz sonuçlarını istedi ve kendi analizlerini de iki gün içinde yayınlayacağını açıkladı.

    Bugün cuma, aradan bir koca hafta geçmiş ve Mehmet Ali Önelin twitlerinden öğreniyoruz ki analiz manaliz hakgetire...

    Mamafih yine aynı programda başka dehşet gerçekler de açıklanmıştı:

    - Meyve ve sebzelerimizin yüzde 75i kanser yapacak kadar tehlikeli miktarda tarım ilacı ihtiva ediyor.

    - Giysilerimizin yüzde 80i kanser yapıcı boyalarla boyanıyor.

    - Balların büyük bölümü sahte.

    - Salam sucuklarda et dışında her şey var.

    Ancak Başbakanımızı, bir tek bira içmek isteyen gençler şahsen ilgilendiriyor.

    Boklu sular içebiliriz, tarım ilaçlı sebze yiyebiliriz, zehirli boyalarla boyanmış elbiseler giyebiliriz, sahte ballar yiyebiliriz...

    Yeter ki gençlerimizi biradan uzak tutalım!

    Tek derdimiz bu. ilim irfan bir bira yüzünden gelemedi zaten bu memlekete, o da pek yakında hallolacak zaten..

    bu yazıyı okudukça, bu ülkede müslümanım demeye utanır oldum.
    ellerinde pankartlar ile, ağızlarında allah kelamı ile yürüyerek bira karşıtı anıran-böğüren ve islamiyeti bir ritüeller dinine çevirerek hıristiyanlaşmış müslümanlar gibi yaşayan iki yüzlü ahlaksız insanımsılar.
    allah, islamı sizin gibi müslümanlardan korusun.
    0 ...
  5. 29.
  6. öğretmenler ve eğitimcilikle ilgili kendi deneyimlerinden ve okuduğu haberlerden yola çıkarak saçma sapan ve çok aşırı bir genelleme yapmış ve aynı zamanda hata etmiş kişidir.
    0 ...
  7. 30.
  8. 31.
  9. bir dönem vatan gazetesinde tuğçe baran rumuzuyla dedikodu yazarlığı yapan fanidir.
    0 ...
  10. 32.
  11. eline, yüreğine sağlık diyebileceğim bi yazı olmuş:
    --spoiler--

    EY TÜRK GENÇLiĞi

    Birinci vazifen MEDENi olmaktır! Topraklarına barış geldiğinde “satıldık” çığlıkları atmak değil, buna sahip çıkmaktır!

    “Ama şöyle olmuş, böyle olmuş, AKP yapmış, batı bastırmış” demeden, “kan uykusu” yerine “barış uykusunu” savunmaktır.

    Savaşın neden çıktığını iyi bilip barışın kıymetini bilmektir.

    Benim oğlum öldü seninki de ölsün dememektir.

    30 yıldır şehitler ölmez vatan bölünmez diyordunuz. Alın işte vatan bölünmedi! Bölünmemesinin ne kıymeti harbiyesi var bilmiyorum ama harap Van, şenlikli Diyarbakır, kederli Siirt, yalnız Hakkari, muhteşem Mardin, güzeller güzeli Turabdin, kaderine terk içler acısı Bitlis, yolu yokuş Muş, zavallı Doğubeyazıt, karlı Ağrı, petrol manyağı Batman, doğa harikası Yüksekova, mağrur Tunceli, hiç ayak basmadığım Bingöl, çok sevdiğim Kars, dört kere dağına çıktığım Adıyaman, kurşunlandığım Çemişgezek, daimi ateş hattı Çukurca, Allah yardım etsin Şırnak, Cizre... Gördüğüm en güzel dağ Cilo... Ve Cudi ve Zagros ve Sümbül.. Ve Fırat ve Dicle...

    Evet hepsi halen Türkiye Cumhuriyeti toprakları dahilinde! En fakir, en dökük, en işsiz, en bedbaht, en zavallı, en gecekondu, en yardıma muhtaç halleriyle TC sınırları içinde.

    Ve ilan edildi ki kimsenin de başkaca bir niyeti yok. Al tepe tepe kullan! Git yatırımlarını orada yap mesela. Orada tatil yap. Oradan baraj gölü manzaralı TOKi al. Hatta üzüm yetiştir, şarap imal et.

    Mutlu ol artık! Bölücülük mölücülük yok artık. Havlu atıldı, görmüyor musun?

    Bırak artık “mütemadi tatminsiz suratı ekşi Türkü” oynamayı.

    Bugün Kürtlerin değil asıl Türklerin bayramıdır. Hiçbir şey kaybedilmedi. Toprak dediniz duruyor. Kan dursun dediniz duruyor.

    Bu bir zaferdir!

    Dahası barıştan daha güzel bir zafer olabilir mi? Bundan sonraki canlar kazanıldı. Silah baronlarına verilecek paralar (SENiN VERGiN!!) kazanıldı.

    Ey Türk gençliği!

    Facebook dışında da bir dünya var. Bir paragrafı bile zor bela okuyup edindiğini sandığın bilgi kırıntılarınla/kirliliklerinle suratını ekşitip “inanmıyorum ben böyle bir şeye... Tiyatro bu... Ay yani nasıl bu kadar gafil olabiliyorlar.. vatan hainleri bu mudur yani?” demeden geleceğe bak artık.

    Vatanseverlik naraları atmadan önce vatanseverlik nedir bir kez daha düşün!

    Memleketin “kutsal” addettiğin ama ziyaret etmeyi hiç düşünmediğin topraklarını el şehidiyle “korumak” mudur? El çocuklarının, el kızlarını manasız bir inat uğruna ateşe atmak mıdır?

    Medya kiralık, hükümet satılık, batı şeytan, oy verenler saftirik, bir akıllı, bir uyanık sensin öyle mi?

    O kadar akıllıysan hakaret etmek yerine de ki şu şu şu olsun. De mesela hepsi harakiri yapsın. De mesela 20 milyon Kürdü Suriye’ye yollayalım. De mesela hem silah bıraksınlar hem dövelim. De mesela çocuklarını ellerinden alalım. De mesela orayı yerle bir edelim.

    Bunlar Beyaz Türklüğüne uymuyorsa o vakit makul öneriler getir. Sen ne istiyorsun? Nedir seni bu kadar tatmin etmeyen?

    Bundan sonra Aynur konserinde Kürtçe şarkılar söyledi diye sahneye pet şişe atamayacağın için mi korkuyorsun?

    Deprem olduğu zaman cebinden üç beş kuruş gitmesin diye, “ama onlar terörist” diyemeyeceğin için mi korkuyorsun? Facebook’ta vatan-kan-intikam zırvalarını yapamayacağın için mi korkuyorsun?

    100 yıldır sırasıyla Ermeni-Yahudi-Rum-Kürt düşmanlığıyla beslendin artık besinsiz kalacaksın diye mi korkuyorsun? Günlük faşist antrenmanlarını yapamayacaksın diye mi korkuyorsun?

    Açık konuş: Ezberin dağılacak diye mi korkuyorsun?

    --spoiler--
    1 ...
  12. 33.
  13. Vatan gazetesinde, yazı yazan iyi insanlardan birisi.
    Bir de Ruşen çakır var.
    Barışı göğsünü gere gere savunmuş insan gibi insan.
    0 ...
  14. 34.
  15. 35.
  16. an itibariyle vatan gazetesinden kovulmuş onurlu ve gerçek vatansever yazarlardan biridir. kovulmasına sebep olan yazı da burada:

    “TC: Türkiye Cehennemi''

    Her gün “bundan daha iğrenç olamazsınız” diyorum ve siz her gün daha iğrenç olmayı başarıyorsunuz.

    Gezi’de hadi bizler uzaylıydık. Hadi bizler çapulcu, ayyaş, bir avuç yeniyetme, üç beş beyaz Türk, beş altı Alevi, dış mihrakların emri altında kendini bilmez allahsız sersemlerdik.

    Hadi diyelim bu yüzden bu kadar öfkeliydiler. Hadi diyelim bu yüzden bu kadar gaddar olabiliyorlardı.

    Hadi diyelim halk DA bu yüzden gaddarlığa ve cinayetlere bu kadar “destek” verdi.

    Hadi diyelim 80 yılın intikamını aldı ve bin bir iftiraya inanıp (inanmak isteyip) bastı yine oyunu iktidara…

    ***

    Ya Somalılar?

    Onların günahı neydi?

    Ne demek zavallı bir adamı iki laf etti diye markette sıkıştırıp BiZZAT dövmek??? Hem de “israil dölü” diyerek?

    Bir başbakanın herkesin gözü önünde, üstelik yas tutan birine kendi elleriyle şiddet uyguladığını da görecektik ha!?

    Yerde yatan bir başka zavallıya “yardımcısı”nın tekme tokat girişmesini…

    Sonra BiR DE 7 gün rapor aldığını!?

    Ve utanmaz arlanmaz yardakçılarının da hâl⠓ama şu, ama bu” dediğini...

    “Ay işte o aptal danışmanları olmayaydı iyidi…” yazacağını…

    Bunları da görecektik ha!?

    Ve yetmezmiş gibi bunu (yüz binlerce kere haklı olarak) protesto eden yaslı halka bir de gaz ve su sıkıldığını!? Bir bölümünün tutuklandığını!?

    Ve birilerinin de utanmadan “ama onlar Somalı değil” dediğini!? Bu yalanı yaymaya çalıştığını!? Gördükleri manzara karşısında keyif aldıklarını!? Gülücüklü tweet’ler atabildiklerini!?

    Bunları da görecektik ha!?

    ***

    Böylesine acılı bir günde BiLE kenetlenememişsek, cehennemin ta içinde yaşıyoruz demektir. Allah çoktan belamızı vermiş.”
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük