her yerde her zaman görünen ve mide bulandıran insancıklar. insan değildir aslında kendileri. yine de biz başlığı insan diye açtık.
yaşanmışlığının kanıtı olan gözlerinin altındaki kırışıklıkları aldıran, bedeni deforme olmasın diye çocuk doğurmayan kadınlardan hiçbir farkı olmayanlardır. orospudur kendileri. genelevlerde çalışanlardan değil. o genelevlerde çalışanlar sadece bedenlerini satarlar. kiraya verirler. buna karşın orospu damgasını yerler. bunlar ise; her şeylerini satarlar. ruhlarını, rüyalarını, hayallerini... bir kaç entelektüel ortamda bey denilir bir çoğuna. bir çoğuna da hanımefendi. oysa; yalan! cinsiyet farketmeksizin orospudur her biri.
kulaklarının dibine sokulup, kahkahaları kendi kulaklarını, kulaklarımızı tırmaladığında, ruhumuzu tahriş ettiğinde bağırmalıyız, o tek kelimelik cümlemizi:
o kadar yapmacık ve kaypaktırlar ki, mutsuzluklarını yaşamazlar. mutlu insan taklidi yaptıkları belli olur. dişileri ağladığında rimelleri bozulmasın diye, makyajları dağılmasın diye bağıra bağıra ağlamaz. erkeklerinin ağlaması ise daha içler acısıdır. erkek adam ağlamaz zırvalığının ardına saklanır bir çoğu. deve kuşu gibi. başını kuma sokar. kıçı açıkta kalır. rezili rüsva olduğunu bilemez.
mutlu insan taklidi yapan insanlar; ozon tabakasındaki deliğin büyümesine katkıda bulunan pis mahlukatlar; bir gün, o büyük mahkeme kurulduğunda yakanıza yapışacağım. yapışacağız! tanrı değil. size hesabı ben soracağım! biz soracağız!
tabiki gerçekten mutlu olmayan insandır.
ve genelde annelerimizdir. ne kadar acı çeksede ne kadar üzgün olsada bize bunu belli etmemek için uğraşırlar. her şeye rağmen.
saçmalamakta sınır tanımayan insanları üzmemek için mutlu taklidi yapan insandır.
senin de moralin bozulamasıncıdır.
üzülmeni istemeyendir.
neden insanlar bana dertlerini anlatır ki? -işte bu yüzdencilerdir.
bi siktirip gitmesi gereken insanın ortaya attığı konuya fütürsuzca yorum yapandır.
mutsuzlugunu cevresindekilere belli etmeyerek, neyin var canım, n'oldu sana? gibi supersonik sıkıcı sorulara maruz kalmamak amacını guduyor olabilir. bu da *oldukca mantıklı bir davranıs.
etrafındaki insanları üzmek istemiyo olabilir.
'neyin var şekerim?' vb. sorularla muhattap olmak istemiyor olabilir.
ortalık yerde yarasının deşilip üzülmekten ve akabinde ağlamaktan korkuyor olabilir.
-kısacası öyle hemen yü kaka pis insanlar bunlar damgasını vurmamak lazım. di mi benjamin?
genelde toplum icinde her b.ka gulup ici kan aglayan insanlardir. bunlara sorsaniz kocalari/sevgilileriyle sevgi pitircigidir, ekonomik hicbir sorunlari yoktur, aileleriyle cok iyi anlasirlar. sonra bir muhabet acilir ve kendilerini ele verirler; "babam soyle, sevgilim suna kiziyor..." diye. yalancinin mumu durumunu hic dusunmezler cunku.
ünlü lübnan doğumlu düşünür, ressam, şair olan halil cibran ın söylediği harika bi söz vardır. bu sözün üstüne fazla konuşmaya gerek yoktur.
'mutlu bir kalple birlikte şarkılar söyleyen mutsuz bir kalp, ne yücedir.'
gülerler, gözlerinin derinliklerinde kanayan pınarı sakladıklarını sanarak. oysaki mutsuzluk her zaman bir kapı bulur kendini göstermek için. Hiçbir taklit, hiçbir usta bunu uzun süre saklayamaz.
Çevremde çok sayıda bulunan gıpta ile baktığım insanlardır. Dertten ölüyorumdur arkadaş ortamında suratım 5 karış bir yerlere dalmışım arkadaşlar hahara kikiri konuşuyorlar. Süre geçer arkadaş ortamında muhabbetin dibine vuran adamla yalnız kalınır. Başlanır dertleşmeye, adam bir anlatır derdini ben kendi derdimi unuturum. Kendime sövmeye başlarım ardından. Kısacası takdir edilesi insandır. Bir o kadarda garip.
her zihnin kendice bir mutluluk tasviri vardır, kendini bu şablona sokmaya çalışan insan çoğu zaman başarılı olamaz. ama her insan dener bunu ve bu insanlar taklit yapar..
