insan bazen öyle daralıyor ki , bu başlık altına girilen entrylerden medet umuyor.ben de nacizane kendim mutsuz olduğum acıdan midemin guruldadığını hissettiğim anda hemen bi kalem bi de kağıt alıp google'un başına otururum abuk sabuk şeyler yazarım sonra google şunu mu demek istediniz der ben haa evet ya derim böyle böyle 15-20 dakika oylanırım.. baktım hiç kafam almıyo okumak google fln o zaman hemen pelit pastanesine bi koşu gider limonatayla profiterol ısmarlarım..ama dikkat bağımlılık yapıyo!
mutluluk durumu, türlü türlü hüzünleri içselleştirip onların insanın bir parçası olduğunu kabullenmeyle elde edilen bir şey olduğundan, sadece gülüp eğlenmekle bağdaştırılmaması ona ulaşmak için büyük bir adım olacaktır.
"uzaktan sevmek" olayını hayat felsefesi haline getirmek, böylece insanlara yaklaşıp hayal kırıklıkları yaşamazsınız. Tek atakta gol atarsanız ne ala ama çok açık oynayıp gol için saldırırsanız mutsuz bir hayat sizi bekliyor demektir.
Hiç kontraatak yapacak güveniniz yoksa maçın sonlarında bir organize atak geliştirin, yan paslarla atağı olgunlaştırıp, derin bir pasla sonuca gidin ama inanın kontraatak tadından yenmez ve mutluluğun sınırlarını zorlarsınız.
-kitap filan okumayın. sakın ha aydınlanayım demeyin.
-elinizden geldiğince lumpen kitle içinde bulunun, onlar gibi davranmaya çalışın. büyük şehirde oturuyorsanız şanslısınız. zira 4 yanınızı lumpenlerin sarmış olması lazım çoktan.
-kendinize şöyle güzel ve cahil bir kız bulun. kaplıcaya filan tatile gidin.
gündelik olaylar, kişiler hakkında fazla düşünmemek. HErkesin size ne dediğine değil sizin onlara ne dediğinize bakmak. arebesk ve tarzı müziklerden uzak durmak. makinanın son bölümünü canlı izlemek.
grup redd- mutlu olmak için..
"mutlu olmak için, sevmek için görme, işitme
mutlu olmak için, sevmek için bilme, hissetme (çok düşünme)"
karamsar bir yaklaşım olsa da doğru.
