kaybetmekten korkan insandır ondan dolayı mutlu olmak istemez bilir mutluluk fazla sürmez ama bir mutlu oldu mu kazandı mı yine kapılır hayallere. en mutlu olduğu bir anın ertesi günü hep dibe çakılmıştır ondan artık mutlu olmayı istemez. hayat felsefesi: yaşamak için mutlu olmalısınız. ama ben değilimdir.
aksine devamlı mutsuz olmak insanı yıkıcı bir psikolojiye iter hiçbir şeyi yapmaya kendinde güç bulamaz neme lazım zaten elimden gelmez işim rast gitmez der, halbuki mutlu insan yaşam sevinci ile içi içine sığmaz dünya avucunun içinde bir tenis topu gibi olur, en çokta sevdiğin bir insan oldumu süper olursun yorulmak bilmezsin.
Mutsuzluğa alışınca insan yakaladığı mutluluğu kaybetmekten korkar aslında. Galiba benim o insan modeli. Mutlu olunca bile gerçekten mutlu muyum yoksa acılarımı bastırmak için mi kahkaha atıyorum diye düşünmüyor değilim. Mutlu olmaktan da onu yakalayınca elimden kaçırmaktan da korkuyorum.
asıl korktuğu alıştığı mutsuzluk ininden çıkıp mutluluğa uyum sağlama zorluğudur. onun için hayat mutsuzluk üzerine kuruludur. ayrıca mutluluğu haketmediğini düşünür, tıpkı alışkın olmadığı türden bir kıyafeti giydiğinde kendine yakıştıramaması gibi.
özetle o hüzün insanıdır. mutluluğun kıyısına ilişir hüzünlerne yaban kalmamak için.
mutluluk bir tür uyuşturucudur; bedenimizin, bedensel ihtiyaçlarımızı karşıladığımızda bize sunduğu ödüldür, maddi tanrının vaadi, nefsin şarabıdır. bundandır ki kimi insanlar kendilerine göre sebeplerle mutlu olmaktan korkabilirler.
insanlar mutlu olmaktan korkarlar çünkü mutluluk maddeye hizmet ettiğinizi, maddenin kölesi olduğunuz, onu aşamadığınızı, ruhani, erdemli yönünüzü ortaya çıkaramadığınızı gösterir. mutlu insan madde bağımlısı insandır.
bazı insanlar mutlu olmak istemezler çünkü mutluluk insanı uyuşturur; yaratıcılığına, ihtirasına, hırsına sekte vurur. ancak yeterince uzun süre mutsuz olanlar bir şeye tutkuyla bağlanıp onda en iyi olabilirler. mutlu insan uyuşmuştur ve güçsüzdür.