Mutlu olmak kültürümüzün tabusudur. Ne zaman mutlu olsak kötü bir şey olacağımızı öğrendik hep. Bilinçaltımızı öyle bir şekilde işgal ediyor ki kendimizi mutlu hissettiğimiz zaman vicdan azabı çektik hep.
herkesin hayatta sahip olmak isteği fakat çoğu zaman elde edemediği duygudur.
kimi mutluluğu küçük şeylerde arar ve genelde mutludur. kiminin de gözü yükseklerdedir bir türlü mutlu olamaz. hayat işte yarının ne getireceği belli olmaz.
şu günlerde insanların ortak sorunu. işi iyi olan kötü olan sevgilisi olan olmayan kısaca dışardan iyi mutlu dediğimiz insanlar da dahil kimse halinden mutlu değil..
bazı insanlar bunu imkansız kılar. örnek vermem gerekirse;
- Ben her şeyi unuttum sende unut. Gel tekrar biz olalım. Mutlu olalım.
+ Mutluluk öyle mi? Mutluluk artık ne kadar uzak bilemezsin. Mutluluk diye bişey yok artık asla olmayacak. Senin yokluğuna tam alışmışken neden geliyorsun? Hayatımı devamlı alt üste edip gitmek sana haz mı veriyor? Tamam mutlu olmam belki ama sen yokken mutsuz da değilim. O kadar yoktun ki buna alışmak zor olmadı. ilk once kokunu unutmaya başladım sonra yüzünü, gözlerini , bakışlarını daha sonra hatıralarımızı. Unuttum ben sende unut. Git.
kimine göre çok kolay kimine göre çok zor durumdur. bana göre zor ötesi durumdur. anlık mutluluklardan bahsetmiyorum, uzun süreçleri yaşamak, asıl mutluluğunun bilinmesi gerekir.mutluluğu başkalarında aranmaması, kendi içinde hissedilmesi gerekir. başkasıyla mutlu olmak kolaydır peki ya tek başına mutlu olmak o kadar kolay mı? başkasına bel bağlamadan, hayatta tek başına gülümseyebilenler arasında yer almak. mutlu olmak için dışa bağımlı olmamak, aradığın şeyi kendinde keşfetmek ve istediğin zaman istediğin yerde ona ulaşabilmek.
başka şeylere bel bağlayarak mutlu olmak zamanla mutsuzluğu getirir. hayatta her şey gelip geçicidir. her ne kadar bu durmdan nefret etsek de gerçek budur. mutlu olmak için bağlandığımız şeyleri yitirdikten sonra daha büyük bi mutsuzluğa yelken açmamız daha kötüdür. gerçek mutluluğu bulduğumuzu sanarken, mutsuzluğa ulaşmanın getirileri çok ağırdır.kendisi dışındaki şeylerle de mutlu olmalıdır tabiki insan. ama mutlu olmak için her türlü misyonu karşı tarafa yükledikten sonra mutsuzluk artık çok yakındır. düşmanı olmadan yaşayamayan kimselerin, düşmanını öldürdükten sonra onlarda yaşayamazmış. peki ya mutluluk kaynağının sönmesi bu durumdan farklımıdır? gerçek mutluluğu kendimizde bulabilmek dileğiyle. imkansızı mı istedim?
not: ben de henüz bulamadım. bulan varsa yolunu, yordamını beklerim.