konu ne olursa olsun, beklentilerinizi en aza indirin. mutlu olma hususunda atılacak ilk adım budur ve bu olmalıdır. beklentisi yüksek olan insanların mutlu olmadığını görmeniz pek de zor değil.
birkaç sene önce, ailemden de almış olduğum maddi ve manevi güvence ile, beklentilerim çok yüksekti. fakat, "hayat" gibi acımasız bir gerçek varmış; geç de olsa fark edebildiğim. öyle koşullar hazırladı ki bana bu hayat denilen illet, bütün beklentilerim yerle yeksan oldu. maddi ve manevi çöküşümü film izler gibi izledim.
aradan yıllar geçti ve ben, beklentilerimi minimuma indirdim. elimi yalayan sokak köpeği bile beni mutlu etmeye başladı. eskiden günlük ciromla mutlu olur iken, şu an pisipisi otunun küçük bir parçasını ağzında gezdiren karıncayı görünce mutlu olabiliyorum. evveliyatında göremediğim, zamanla görmeyi öğrendiğim bu küçük detayların bana vermiş olduğu mutluluk, yaşamıma dair olan direnme gücünü arttırıyor ve beni daha da kemikleştiriyor. aksi takdirde, kanser olurdum.
hayat acımasız evet, ama bir tek bize değil. herkesin türlü türlü sıkıntısı var. bedbin olmamak gerekiyor. ispinozun ötüşüyle mutlu olmak gerekiyor ya da çılgın atan dalgaların içinde 3-5 kişilik tayfalar halinde gezinen kefallerin plajdakilere selam çakışına şahit olmanın mutluluğunu hissetmek gerekiyor.
sözün özü, mutlu olmak için illaki para veyahut sosyal statü gerekmiyor. bunlar suni mutluluklar. inanın öyle.
şu da var: öz güven sahibi insan, mutlu olma yolunda daha avantajlı. ama egosu yüksek insan, bu konuda çok zorlanabiliyor. egoyu törpülemek gerekiyor. yok etmek mümkün değil fakat törpülemek mümkün. yüksek ego, beğenilme arzusunu tetikliyor ve insanı dışa bağımlı yapıyor. sürekli yorum alma isteği ve beğenilme arzusu arasında dönüp dolaşıyor bu kişiler. berbat bir durum.
öz güveni yüksek kişi, egosu yüksek kişiler gibi olmuyor. farkındalığı, bilgisi ve tahammülü yüksek oluyor. ve bunlar da, mutlu olmanın kilit noktasını bulmasına yardımcı oluyor.
"ben böyleyim" diye yazmadım bunları. aksine, daha yol alacağım onca kilometre var. en azından suni mutluluklar peşinde koşmuyor oluşum beni mutlu edebiliyor. bakın, yine mutlu olmak için bir sebep buldum. ve evet, az önce ayağımı sokan sivrisineğe küfür etmiyorum. soktuğu yeri kaşıdıkça zevk alıyorum ve bu his çok hoşuma gidiyor.
zamanın nasıl geçtiğini anlamadığınız, içine gömüldüğünüz, yaptığınızla özdeşleştiğiniz her ne ise kendinizi ona verin. sonucu düşünmeden bu süreç içinde kendinizden geçin. mutluluk sonuçla ilgili değildir.
kafaya birşey takmamak, hayatı iplememek, egoist bencil insanları görmezden gelmek, cahillerle muhattap olmamak ve şu devirde para ya da ülkeden gitmek. önceden para, teknoloji yoktu ama mutluyduk. şimdi herşey var ama mutluluk. herhalde para ve mutluluk ters orantılı gibi.
Yüz yıl sonra seni kimsenin hatirlamayacagini düşün ve pişmanlık duyma ihtimalini unut, sonrada ne yapmak istiyorsan onu yapmaya koyul. Hadi küçük sincap basarabilirsin.