" Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Bir hindistancevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistancevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir, yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun, tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar ve yiyeceği kavrar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkamaz. Avcılar geldiğinde, maymun çılgına döner ama elini açmaz.
Aslında bu maymunu, tutsak eden hiç birşey yoktur. Onu sadece onun kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki, bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.
Bizi tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Tüm yapmamız gereken, elimizi açıp benliğimizi ve bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak ve dolayısıyla özgür olmaktır."
işte mutluluk sandıklarımızla avuçlarımız öyle dolu ki, gerçek mutluluğa koşabilmek için gereksiz ağırlıklarımızı bir türlü atamıyoruz. Kazanma tutkusu, başarma tutkusu siz ne derseniz deyin, yakamıza öylesine yapışıyor ki, elimizle itip mutlu olmaya çalışamıyoruz.
Mutlu olmak istediğini söyleyen, ancak gerçekten istemeyen çok insan var çevremde.
gerçek mutluluğu isteyen insanlarla olmak dileğiyle.
Bende istiyorum. Çok özledim amaçsızca güldüğüm günleri. Evde saçma sapan diziler izlerken bile eğlenebilmeyi. Kafamda hiç bişey olmadan uyuyabilmeyi. içim bu kadar acımasın istiyorum. Bir yerlere gideyim ordada kendimi unutayım istiyorum. Şu an olduğum yerde olmak için nelerden vazgeçtim ama bedelini bu kadar ağır ödemek istemedim. Azıcık huzur istiyorum.
yaptığı her şeyin eleştirilmesinden ötürü yapmak istediklerine fırsat bulamayan, sevdiklerinin sevmemesinden usanan, sevildiğini sevdiği zaman vazgeçilen, iyilik yaptıkça kötülük bulan, saygılı oldukça sayılmayan, herkese yetmeye çalıştıkça tükenen, sürekli yanlış anlaşıldığını düşünen ve kendini anlatmaya çalıştıkça batan, yine de polyannacılıktan vazgeçmeyen bu da mı gol değil hakim bey , cevabına hayır almasına rağmen olsun önümüzdeki maçlara bakarız artık diyen kişinin nevmit yakarışıdır.
normal, vasat, makul bir insanın şu fani dünyadan isteyebileceği yegane duygu durum halidir.
soyut arzularımızın ardında yatan manevi hazın ta kendisidir mutluluk.gözle görülür ama hisedilemez bir süreklilik hali arz etmeyen tuhaflığa muhtaç olmaktır.