aşka,savaşlara,ölümlere,ihanetlere,atom bombalarına,aids'e,paraya,tecavüze,
uyuşturucuya,aldatılmaya,zulümlere,sağlık sorunlarına,kontörsüzlüğe,
açlığa,susuzluğa,insan hakları ihlaline,tüm psikolojik rahatsızlıklara,eğitim haklarının elinden alınmasına,şiddet görmesine,2.sınıf insan ilan edilmesine rağmen gülebilmek ve yaşıyor olmaktır.
kendinizi en berbat durumdayken bile durup düşünmeye ve onun için çabalama eylemidir.
yalan söylediğinizi kendinize bile kandırıp aradığınız ve bulduğunuzu sandığınız durum halidir**.
Para kazanmak için sagliğınızı yitirip sonra sagliğınızı geri almak için de para ödemek misali
Yarindan endise ederken bugünü unutup ne bugünü ne de yarini yasayabilmenin ya da Hiç ölmeyecek gibi yasayıp hiç yasamamis gibi ölmenin sebebi olan hedeftir.***
aslında mutluk ile mutsuzluk arasında çok küçük bir fark vardır:
ayakkabının tabaındaki çakıl taşı gibidir mutluluk. o taşın verdiği haz ile rahatsızlık arasındaki duygu. o rahatsızlığı keyife dönüştürdüğünde kişi, mutluluk u yakalamış olur.
1 yıl aradan sonra vatanına, sevgiline, ailene ve diline geri kavuşabilmek benim için en büyük mutluluk... ülkenin her hangi bir dairesine gittiğim seksenbin tane kağıt istenmemesi, kıçını yırtmadan hakkın olanı alabilmek* bir de sağlık tabi...
sevdicekle öpüşürken oluşan deprem oluyor hissi..
evet evet böyle kısa bir an sadece. an bitince yine mutsuzluk ya da hayat boğuyor adamı! fena boğuyor..