nitelikli dolandiriciliktir. suc islemektir hislere karsi. neden mutsuzlugu oteliyorsunuz ki? neden bu ayrim? mutsuzluk uvey mi? yapmayin azizim, yapmayin. mutlulukta, mutsuzlukta dis etkilere baglidir. hele ki mutsuz olmayi secerek mutsuz olmuyorsaniz, kacmayin ondan. bu aci cekmenizi azaltir. siz hic mutlu huzursuz gordunuz mu? oldunuz mu boyle? olmayin. o vakit mutluluktan da vazgecersiniz.
istemsiz olarak yaptığım şey , beni kendi habitatıma tek başıma salın , oldukça depresif mutsuz bir görüntü çizerim , ama ver yanıma başka bir 46 kromozomlu canlı bak o adamdan eser kalıyor mu , beni tüm arkadaşlarıma sorsan en popüler cevap 'piç' olur , ikincisi de 'gamsız' olur.kendi halime kaldığımda içine kapanık , mutsuz ve her şeye kafayı takan ben yanımda biri olduğu zaman tamamen mutlu etmeye programlanmış , dünya sikime minare götüme hesabı takılan birine dönüşüyorum ve bu dönüşüm istemsizce oluyor , o yüzden de herkes bunu gerçek sanıyor.
ben de bu yüzden artık tamamen yalnızlığa çevirdim rotamı , kendim olabilmek için çevremdeki herkesten feragat ettim , aslında sonunda kendim olduğum için mutlu olmalıydım ama kendim olmamın en büyük belirtisi de sahip olduğum sonsuz mutsuzluk , böyle bir paradoks var ortada , ne hissettiğimi ben bile anlamıyorum artık amk.
babamın gözünden hiçbir zaman kaçmayan durum. demin yine sordu işte "neyin var oğlum, üzgün gibisin" diye:
bir yandan dağları birbirine yıkasım varken diğer yandan çocuk gibi ağlayasım var diyemedim,
sürekli engellerle uğraşmaktan, bir şeylerin sürekli dolaylı yollardan karşıma çıkmasından bıktım diyemedim,
Baba; siz de olmasanız şu dünya'da bir gün daha yaşamam, ilk fırsatta bir halta erememiş canımdan kurtulurum diyemedim.
"Bir şeyim yok baba, sana öyle gelmiş" dedim. O kadarını diyebildim. Karanlıkta gözümden 2 damla yaş aktı, derin bir iç çektim ve bu entryi girdim. Şu an zihnime söz geçiremiyorum.