bugün

Mutluluk iki dudağının arasındadır aslında . Kendi kendini mutlu etmeyi ve ödüllendirmeyi bilmek lazım aslında. Sevmediğiniz ortada bulunmayın , sürekli yapamazsın diyen insanlar ile arkadaşlık ilişkinizi kesin , hobi edinin (gezmek , sinema ) , topluluğa karışın yani burada anlatmak istediğim mutluluk sizsiniz başkası sizi mutlu edemez.
farkındalık ile alakalıdır biraz da. misal olarak, sizi günlük veya sık sık süre gelen mutlu eden 10 şeyi yazın desek, üçüncü öncül de tıkanırız, ne beni mutlu ediyordu, ne ile mutlu oluyordum diye düşünürüz aslında. yetinmeyi bilmemek ile alakalı sanki. mesela ben. bugün yani dün esasında, gönül işimde de, normal iş olanak hayatımda da berbat bir gün geçirdim. akşam arkadaşlarla iftara davetliydim. ayaklarım geri geri gitti. uykudan kalktım gitmek istemedim. ama gittim ve kafam dağıldı. evli ve bekar arkadaşlar karışık sohbet, muhabbet gırlaydı. bekar olarak, lan ben nasıl evleneceğim de, mutlu olacağım da falan da filan da derken, meğersem herkes aynıymış. vallahi bak. birçok hikaye öğrendim. hayat dersi. derken o muhabbeti, futboldu, şuydu, gündemdi. bir baktım mutlu olabilmişim.
Bir arkadaşım şöyle demişti;
- mutluluğu arayarak bulamazsın, bulsan da uzun sürmez. Huzuru ara. Bir gün kaybetsen de eninde sonunda tekrar bulursun. Mutluluktan uzun sürmesinin sebebi ise başka insanlara bağlı olmamasıdır. Ta ki onlar gelip bozana kadar..
Çok kolaydır,en azından benim icin mutlu olmak mutlu olmayı istemekle ayni şeydir ne yaşarsak yaşayalım geçecek zaten biz de ölücez çok da şaapmamak lazım.
fransız düşünür gabriel marcel'in; ''yaşamak diye bir şey var, bir de varolmak diye isimlendirilen başka bir şey... ben varolmayı seçtim.'' diye çok sevdiğim bir sözü var.

yaşamak bizim seçimimiz değil de, canlı olmaktan ileri gelen dürtüsel bir şey gibi daha çok. fakat varolmak yüzde yüz insanın kendi iradesinden doğan ve özünden gelen bir şey. bizi bir karıncadan veya aslandan farklı kılan şey... insanın kendisini yeniden yaratması, keşfetmesi gibi tanrısal bir şey.

işte genellikle mutlulukla karıştırdığımız haz veya doyum hayatın, yaşamakla ilgili olan kısmı. oysa gerçek mutluluk, sebebini sorgulamadığımız tek bir gününün dahi geçmediği şu hayatın; varolmakla, kendini var etmekle ve var ettiklerini sevebilme ölçüsüyle ilgili kısmı fikrimce.
hayattan ne beklediğinle ve ne kadarını elde ettiğinle ilgili bir hadise.

ama bundan daha da önemlisi ne istediğinden emin olmak.

bir şeyi istiyorum sanıp, elde edip, geri dönülmez bir noktaya geldiğinde aslında bunu istemediğini fark etmenin izahı yok.
kendine zaman ayırabilmekten geçer. köle gibi uzun saatler çalışmak insanın ömrünü yer. yeni yerler görebiliyorsan, kendine zaman ayırabiliyorsan ve de iyi birkaç dostun varsa senden iyisi yoktur.
(bkz: cehalet mutluluktur)
türkiye'de imkansızdır.
Mutlu olabilmek için illa bir insana ihtiyac yok,kendi kendini mutlu edebilmeli insan.Şahsen ben öyleyim,kendimi mutlu ve motive edebileceğim şeyler fazlasıyla var .Gezip tozmak,alışveriş yapmak,konsere,filme,tiyatroya gitmek bu ve bunun gibi şeyler.
Kendini mutlu edecek şeyler yapmak, iyi hissedebilmek. (bkz: )Bugün benim doğum günüm ve güzel bir yemek yerim mutlu olurum.
ne yaparsanız yapın formulü bazı şeyleri kabullenmek ve bazı şeyleri de görmezden gelmek. web'de çeşitli yöntemlerle kafayı rahat tutmanın yada kendinizi tamamiyle kabullenmenin yollar mevcut. deneyin, kabul edin ve gerçekten mutlu hissedin. hayat mutsuz olmak için çok kısa.
An ve an'lar toplamı. Sonrasında aynı ya da benzer an'ları aramak ya da yaratmak suretiyle tekrar tadabildiğimiz duygu.

Süreklilik arz etmeyen ki Zaten sürekli olsa anlamını yitirecek bir duygu.

Bir filmde geçen bir replik gibi Aslında ; acı olmasaydı tatlı hiç bu kadar tatlı olmazdı.
ne yaparsan yap kendi kendine olabilen bişey. şunu yapayım da olayım dediğin zaman olmuyor.
o açıdan bakınca demek ki doğanın, kaderin bir hediyesi olarak geliyor, yoksa, pek insanın elinde değil ama mutluluğunu bozmak insanın elinde.
hırs, gerginlik, kibir insan mutluluğunu bozuyor.
Mutlu etmeyi dene. Mutlu ettiğin oranda mutlu olursun.
Cahillik seviyenizle doğru orantılıdır.
mutlu olursun da uzun sürmez, yine birileri çıkıp mutluluğunuzu yok eder. mutlu olmaya korkar olduk, ne zaman mutlu hissetsek beliriveriyor o insanlar tüm olumsuzluklarıyla, zehirli cümleleriyle tıpkı bir yengeç gibi, aynı kutuda hapsolmuşuz tırmanmaya çalışıyorsun ama diğerleri seni tutup aşağı çekiyor.
bu akşam çiğ köfte alarak yapmaya çalıştığım şey . 10 dakika etkili oldu hakkını yememek lazım.
bence sorun mutlu olabilmek değil, mutlu kalabilmek.

başta seni mutlu eden şey bir rutin haline gelip sıradanlaşabilir.

belli sebeplerden dolayı sürdürülebilir olmayan bir mutluluk yakalamış olabilirsin, tadı damağında kalabilir.

ya da ne bileyim günlük mutluluklar var, onları zaten anlık yaşarsın.

mutluluk sürekliliği olan bir şey değil yani, sürekli mutlu olsak zaten mutlu olmanın da bir anlamı kalmazdı. insanoğlu böyle işte. tüketmeye meyilli.
ömür geçiyor , zaman geçiyor bu başlıkta ki önermeyi uygulayabilmek tamamen bizim elimizde olmasa da en azından bizim elimizden geleni yapmamız gereken durum. mutlu olabilmek lazım. geçen de bahsetmiştim. yine söylüyorum. inancınız ne yönde bilemem ama bana öyle geliyor ki bu hayat bitince ve benliğimize ait olan ruhumuz öbür dünyada canlanınca mutlu olmak ve mutlu olmamız gereken an'ları atladığımız veya atlattırıldığımız için pişman olacağız bence. bu sıra yine fena gaza geldim. pes etmeyeceğim. asla pes etmeyeceğim.
Mutlu olmayı sağlayan fiilleri saptayıp devamlı olarak bu fiillere devam etmek gerek. Bir konuda başarılı olmanın sırrı fiillerde devamlılıktır.
Buzluktan çıkan dondurma kutusunun üstündeki buz parçalarıyla mutlu olan biriyim ben sen gelmiş burda bana laf yapıyosun bana koymaz.

zor değildir, herkes yapabilir. mutluluk. herkes için. hepimiz için.
Ara ara tamam şimdi oldu dediğim ama sonra yine avcumdan sabun köpüğü çabuçak eriyip giden.

Bir zamanlar iş,eş,sevgili,para,sosyallik diye baktığım sonra bunların herbirine sahip oldukça yok abi bu da değil dediğim. Mutlu olmak,bu kadar kalabalık insan yığını arasında bile yalnız olduğunu hissetmemek galiba. Sonuç yine kendimiz yani, ruhunu ne kadar tatmin edersen o kadar mutlu olursun.

kendini ne kadar önemser başkalarının mutluluğu için av olmazsan o kadar mutlusun dedim kendime.sonuç artık daha mutluyum.
bazı anlar yalnızca onun adının kulaklarda yankılanmasını hissetmektir.

çok sevgili pederimin kamuran'ı yemeğe davet ettiğinde olduğu gibi. kamuran bey ile aynı masada göz göze diz dize otururken öyle mesut öyle saadet doluydum ki...

o gece dadım bendeki bu yersiz saadetin sebebini sorduğunda ona verebildiğim tek cevap kamuran idi.
basit olandir.

Kakasını yapamayan bebeğin bezini doldurduğunda annedeki mutluluk. Yok böyle bişi.

Anladın dmi. Kolay yani o kadar.