Toksik insanlara ve ilişkilere sahip olmamaları.
Her sorunun çözüm yollarına inanmaları.
Mutluluğun maddeden öte olduğunu bilmeleri.
Mutluluğunu sebeplere bağlamamaları.
Mutluluğun insanın içinde olması gerektiğini bilincinde olmaları.
Dedikodu ve kaostan uzak durmaları.
Herkesi, her durumu idare edebilme kabiliyetlerinin olması. Her şeyi olduğu gibi kabul edip bundan şikayetçi olmamaları.
Hayatı renkleriyle sevmeleri. Bunu ben de yeni yeni becerebiliyorum. Mutluluk öyle kucağınıza gelmiyor arkadaşlar emek istiyor, maske istiyor hatta bazen. Öyle bir maske ki bazen size bile unutturuyor kendini. Bir şeye aşırı mutlu olurken bir yandan da hop diye aklınıza eski bir hayal kırıklığı geliveriyor ama o anı idare edip baskılamanız lazım.
Çevremden hep ‘ne kadar pozitifsin, huzurlusun, mutlusun geri dönüşleri alıyorum.’ Aslına bakarsan içsel çok mücadelelerim oldu, oluyor da halen ama dışarı yansıtmam. Üzgünken, kızgınken, mutsuzken bile gülümseyebilirim. Neye üzüldüysem ona üzülmeyi erteleyebilirim, o anı idare edebilirim neden yanımdakilerin de modunu aşağı çekeyim! Çevredekiler de o an mutlu sanarlar. Kimse öyle salt mutlu değildir, hele bir de zor zamanlardan geçilmişse..
Çok doğrular. Bencillik denebilir ama ilk kendimi düşünmüyorum. ilk kendim ve değer verdiklerim..
-Rahatsız olduğum her şeyi söylemeye başlayalı
-gereksiz akrabalarımla selamdan öte muhatap olmayalı
-hak edene hak ettiği lafı vereli
-sürekli dürüst olup bunun rahatlığına sığınalı
-büyük hedefler koy saçmalığından çıkıp basamak çıkar gibi hedef koymayı öğreneli
-benim için önemsiz insanların fikirlerini önemsemeyeli
-"pardon ama sizin vasfınız neydi?" Ve de "sen yap o halde." demeyi öğreneli
Aşırı aşırı aşırı mutluyum.
Deneyin yani hepsi birbirinin aynı şeyler sayılır zati.
Kimseyi s.klemeyiniz efem ve keyif aldığınız şeyi yapınız.
kendim için hayat standartlarımı yükseltmeye odaklanmam ve çevremde çok az insanın olması. toksik ve aptal insanlarla aniden iletişimi kesme becerim. dışarıdan çok domuz ve çatık kaş bir tip olduğum için genelde çok az insan benimle iletişim kurmak için girişken oluyor. çok güler yüzlü ve onaylayıcı biri olsaydım muhtemelen çok arkadaşım, dostum olurdu ve kimseye ayıp olmasın diye pasivize edilmiş özsaygısı düşük biri olurdum.
Duygularini düsüncelerinin ürettiginin farkinda olmalari (“thoughts create feelings”). Yani, olaylar, nesneler veya kisiler hakkinda iclerinde olusan duygularin, o olaylar, nesneler veya kisilerden oturu degil de, onlarla ilgili kendi dusuncelerinden oturu olusmasinin farkinda olmalari. Boylelikle olaylari cok da ciddiye almamak gerektiginin farkinda olarak yasarlar. Yani, sana kimse belli bir sekilde hissettiremez, sana bunu dusuncelerin hissettirir. Bu sebepledir ki insanlar ayni olaylara farkli tepkiler verebiliyorlar. Ayni olay veya durumdan Biri mutsuz olurlen digeri mutlu olabiliyor. Hepsi farkli pencerelerden - veya farkli dusuncelerle - bakiyorlar cunku olaya.
Bu felsefeyi daha yakindan arastirmak isteyenler sydney banks’in “three principles” teorisini arastirabilirler.
mutluluklarının kendileri dışında hiçbir şeye bağlı olmadığını anlayabilmiş, birey olmayı başarabilmiş, tek başlarına mutlu olmayı öğrenebilmiş olmalarıdır.
Dopamin hormonları iyi çalışıyordur. O hormon düştüğünde direkt depresyon ortaya çıkıyor zaten. Aşırı yükseldiğinde de şizofreni hastalığına yakalanılıyor.
Ha bir de geneli sorgulama yapmıyordur, detaycı ve mükemmeliyetçi değildir. Takıntı ve şüphe de yoktur büyük ihtimal bunlarda.
Parayı amaç edinmeyip parayı araç görmeleri geçmiş-geleceğe kafa yormamaları ve elalem denen tipitiplere kulak asmayıp diledikleri gibi yaşamalarıdır hiç şüphesiz..
kanımca mutlu insanların en önemli ortak özelliği, küçük şeylerle mutlu olmasını bilmeleridir. küçük şeylerle mutlu olmasını bilmeyen insanlar, paraya, rahata, maddi imkanlara ulaşabiliiler ama mutluluğu yakalayamayabilirler.
mutlu insanlar, hayatın küçük zevklerini kaçırmıyorlar ve acele etmiyorlar: hayat hepimiz için dönem dönem monotonlaşır. bir bakıma bazı rutinlerin olması iyidir, bizleri ek efordan kurtarır ama bu hayatın küçük zevklerini kaçırmamız anlamına gelmez. mutlu insanlar küçük şeylerle mutlu olmayı bilirler ve hayatı aceleye getirmezler.
bunu kilo verme serüvenimizde de kendimize uyarlayabiliriz. eğer acele edip, hızlı kilo vermeye çalışırsak ve kendimize ulaşması imkansız hedefler koyarsak kısa süre sonra başarısız ve sonrasında mutsuz olabiliriz. daha mutlu olmak için emin ve yavaş adımlarla ilerleyelim ve küçük şeylerin değerini bilelim.
çiçeklerin, otların, toprağın kokusunu almak, dağların, ormanların, denizlerin güzelliğine bakmak, dostlarla güzel bir sohbet, lezzetli bir yemeğin tadına vararak yemek…küçük ama mutlu eden anlardır.