Aslında kimse mutlu değildir. Çünkü mutlululuk kavramı anlıktır ve mutlu olduğumuzu zannederiz ama hiç bir zaman mutlu değilizdir. varlığımız bize herzaman sorun olmuştur yeri geldiği zaman kendimizi tanıyamıyoruz yanlızlığımız mı? yabancılığımız mı? sallanıp duruyoruz bu boşlukta....
özenenilen insan. elbette onun da kendini kötü hissettiği zamanlar olmuştur ama şimdi kendisine uzaktan bakınca onun adına seviniyor insan. aferin lan.
her insan mutlu olamaz aslında. Çünkü: gerektiğinden fazla özler dünü, hak ettiğinden fazla düşünür yarını ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü. Her insan mutlu olamaz. Çünkü: gerektiğinden fazla özler hayatından çıkanları.Hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri ve asla görmez yani başındakileri.
hiç tanımadığım insan modelidir.
zira şunu bilirim ki, bir yerlerde küçük prens okuyan adamlar varsa oralar da mutluluk vardır, bırakalım mutlulukta onların olsun, huzur da.
Artık böyle insanlara rastlamak çok zordur. Mutsuz olmak için, başkalarını mutsuz etmek için onlarca nedeni olan insanlarla yaşıyoruz. Bütün bunlara rağmen mutlu olmaya çalışan insanlar da yok değil; ama onlara da 'ruhsal' bozuklukları varmış gibi bakıyoruz.
"Mutlu insan" yoktur; "mutsuz olan", "mutlu olan" ve "mutlu olduğunu sanan" insan vardır. Mutlu insan vardır demek şarjı hiç mi hiç bitmeyen telefon vardır demek ile eşdeğerdir.
hayran hayran izlediğim, hep özendiğim, rol edindiğim performanslarımın tiyatro sahnesindeki emitasyon komedyenler gibi başarısız olduğu bir türlü ulaşamadığım kıskançlıkla izlediğim insandır.
mutlu insan da ne demek bilmiyorum. görmeyeli çok oldu, cidden... gördügüm son mutlu insan şekli bugün vapura kapilar kapanmadan önce son anda yetişen teyzeydi. ondan önceki de geçenlerde asistanlik sinavini kazanmanin geçici mutluluğuyla bana balik ismarlayan kendini bilmez... onlar da mutlu insan sayilmaz elbette.. neyse, ortalik "mutlu olsa ölecek hastaligi"ndan muzdarip insanlarla dolu. hayir yorganin altinda polyanna falan yok yanliş anlamayin, ama bu kadar da mutsuz olunur mu be güzelim hayatta demek istiyor içimdeki "herşeyi bırakip plajda bar açan adam"... hadi mutsuzluk tamam da ulan hepiniz birden niye ayni standartlarda mutsuzsunuz, diyor patronundan önce işten çıkan öbür gerzek. işten 10 dakika erken çiktiği için yüzünde mutlu bir gülümsemeyle dolaşirken ortalikta elinde çiçekle gezmekten korkmayan adamla çarpişiyor. herşey üstüste geliyor, herkes evinin en karanlik odalarinda oturmayi ve aydinlik tarafa tiksintiyle bakmayi tercih eden, güneş açsa perdeleri kapatan, işyerine gitti mi çikmak, çikti mi girmek bilmeyen, şuuru daima kapali ve kendisiyle sarhoş, baskasinda kendi mutsuzluğunun kanitlarini arayanlarla dolu... hangi yaşamanin mutluluğu, hangi yaşamanin mutsuzluğu bu? yaşamakla ilgisi yok.. mutluluk parodileri, mutsuzluk parodileri...
aşkı kitaplardan ve filmlerden öğreniyorsak, mutluluk ve mutsuzluk hallerini de yine ayni kitaplardan, filmlerden ve dizilerden öğreniyoruz. bir de zaten çoktan eciş bücüş hale gelmiş insanlardan... ayni iç seslerle yaşiyoruz di mi sanço? hadi onlari da geçtim yaşamayi da oralardan öğrenmeye başladik.. bi de reklamlardan...(okan bayülgenin plastik sesinden mutluluk iki reklam sonra)...
burada duvara yaziyoruz: mutluluk bir tür şuursuz gülben ergen gülüşü hali, mutsuzluk bir aliye olma durumu değildir... mutluluk bir çubuk değildir... mutluluk bir durum değildir. mutsuzluk bir tutum değildir... akar hemşin deresi, taş dibine göl olur.. napalim..
25 yasımda, kendi kirasını ödeyebilen, istediği ayakkabıyı alabilen, istediği yere istediği an gidebilen, kimseye agız egmeyen , insanların bana agız eğdiği, saygı duydugu, parası olan, güzel olan doktor olan ...
benim yerimde olan milyonlar varken mutsuz olmak lüks olur tabiki ..