mutlu evlilik

entry31 galeri0
    26.
  1. bir babanın evlenmek üzere olan oğluna tavsiyesine göre;

    --- spoiler ---
    baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış.

    "şimdi, istediğim her
    şeyden iki tane vereceksin bana" demiş oğluna. sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş... oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına.

    adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş. her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış. daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu.

    yemek masasında üç tabak duruyormuş. kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş. sonra oğluna dönüp sormuş: "ne görüyorsun?"

    oğlu düşünürken açıklamaya başlamış.

    "havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış.

    yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış.

    kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler.. "

    sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş:

    "evlilikte aşk ve şefkat birlikte olmalıdır.

    aşksız bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler.

    şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar.

    aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler. kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler.

    oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu.

    "asıl ders bu değil!" dedi baba. oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi.

    "havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak...

    ikisinde de bir tat yok" kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı. mis gibi taze kahve kokuyordu. fincanı oğluna uzattı. "içmek istersin herhalde" dedi. oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü.

    "kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. mis gibi, temiz ve huzur verici. başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi"

    çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar."

    --- spoiler ---
    4 ...
  2. 27.
  3. 28.
  4. sadece gelir düzeyi düşük ona ragmen mutluyum diyebilen kişilerin başarabildiği evliliktir.
    1 ...
  5. 29.
  6. 30.
  7. iki insanın sınırlarını bilmesiyle olur diye düşünüyorum.
    gerçekçi olmak gerekir ki bu devirde genç yaşta evlenmenin sonu hep olmasa da çogunlukla iyi bitmiyor.
    insanlara ulaşmak yeni birileriyle tanışmak o kadar kolay ki..
    tüketim toplumu olmak sadece gıda, giyim, gibi maddi olayları değil duygu ve düşünceleri de kapsıyor.
    her şeyi çok cabuk tüketiyoruz. bazen an'ı yaşayacağız diye bokunu çıkarıyoruz, an'ı yaşamaktan ziyade fotosunu çekmekle meşgul oluyoruz.

    mutlu evliliğin sırrı her şeye doymaktan ve yorulmaktan geçer.
    her şeyi dibine kadar yaşa ki hiçbir keşken kalmasın kendini bir kişiye ait hisset.
    şahsen benim midem o kadar geniş değil aldatılmaya asla tahammül edemem benim için fark etmez diyenler varsa ne ala.

    evlilik iki kişiliktir. ne kadar çok insanı dahil ederseniz o kadar birbirinizi hırpalarsınız başkalarını değil.

    ve rica ediyorum mutlu değilseniz çocuk yapmayın.
    2 ...
  8. 31.
© 2025 uludağ sözlük